
Chikungunya virüsü (CHIKV), Aedes cinsi sivrisinekler aracılığıyla bulaşan bir arboviral hastalıktır. İlk kez 1952 yılında Tanzanya’da belirlenmiş ve özellikle sıcak, tropikal bölgelerde ciddi sağlık sorunları oluşturmaktadır. Hastalık genellikle yüksek ateş, şiddetli eklem ağrıları, kas ağrısı, baş ağrısı, döküntü ve yorgunluk ile kendini gösterir; nadiren ölümcül, ancak uzun süreli eklem ağrıları görülebilir.
2025 yazında, Guangdong eyaletinin Foshan kentinde Chikungunya’nın Çin anakarasında şimdiye kadar kaydedilen en büyük salgını yaşandı. İlk vakalar Temmuz’da başladı; kısa sürede 7.000–8.000 arasında vaka rapor edildi ve sonrasında bu rakam 10.000’i aştı. Oxford Üniversitesi’nden César López‑Camacho’ya göre, bu büyüklükte ve hızda yerel yayılım şimdiye kadar görülmemiş bir olaydır; çünkü Çin halkının virüse karşı bağışıklığı yoktu.
Şunde bölgesindeki ilk 1.634 olguda analiz:
- Ateş %86,8,
- Eklemlerde ağrı %81,4,
- Döküntü %65,5,
- Bu üç belirtileri aynı anda yaşamış olan %51,3 oranındadır.
- Vaka yaş ortalaması: 44 yıl; hastalık genellikle hafif seyretmiş ve ölüm bildirilmemiştir.
Bu veriler, salgının büyük çoğunlukla hafif geçtiğini, ama semptomların oldukça yaygın olduğunu göstermektedir.
2025 yazında Guangdong bölgesinde görülen aşırı yağışlar ve yüksek sıcaklıklar, Aedes sivrisineklerinin üreme alanlarını artırmış ve salgının hızlanmasına yol açmıştır. Ayrıca, Çin’in daha önce bu virüsle karşılaşmamış olması, bağışıklık eksikliğini gözler önüne koymuştur.
Çin makamları, salgını kontrol altına almak için çok yönlü bir strateji izlediler:
- Kimyasal ve biyolojik yöntemler: İlaçlama, larvasit kullanımı, sivrisinek yiyen balıkların göletlere salınması.
- Teknolojik çözümler: Dronlarla üreme alanlarının tespiti ve izlenmesi; steril Aedes popülasyonunu artırıcı teknikler.
- Fiziksel ve sosyal tedbirler: İnsanların evlerinde durgun suyu ortadan kaldırmaları için teşvik ve cezai yaptırımlar (10.000 Yuan’a kadar); hasta izolasyonu, yataklara sivrisinek ağı tesis edilmesi; karantinaya alma ve test uygulamaları.
Science Media Centre uzmanları, bu önlemleri COVID‑19 dönemindeki stratejilere benzeterek salgının ciddiyetine dikkat çekmiştir.
Chikungunya virüsü Türkiye’de şimdiye kadar büyük bir salgına yol açmadı. Ancak iklim değişikliği ve sivrisinek türlerinin yayılma alanlarının değişmesi, gelecekte riskin artabileceğini gösteriyor. Özellikle virüsü taşıyabilen Aedes aegypti ve Aedes albopictus türü sivrisineklerin Karadeniz kıyılarında ve Marmara Bölgesi’nin bazı yerlerinde görülmesi, bu hastalığın ileride ülkemize yayılabileceğinin bir işareti olabilir.
Türkiye, Asya, Afrika ve Avrupa arasında köprü konumunda olduğu için, uluslararası seyahatler ve ticaret yoluyla virüsün ülkemize gelme ihtimali var. Yaz aylarında artan sıcaklıklar, yüksek nem ve etrafta oluşan durgun su birikintileri, sivrisineklerin üremesi için elverişli ortam yaratıyor.
Bu nedenle Türkiye’nin şimdiden alabileceği bazı önlemler şunlar olabilir:
- Sivrisinek takibi: Virüsü taşıyabilecek sivrisineklerin nerelerde görüldüğünün düzenli olarak kontrol edilmesi.
- Erken tespit: Havalimanı, liman ve sınır kapılarında olası hastalık taşıyan kişilerin erken teşhis edilmesi için test imkanlarının artırılması.
- Halkı bilgilendirme: Doktorlar ve vatandaşların hastalığın belirtileri ve korunma yolları hakkında bilinçlendirilmesi.
- Sivrisinek mücadelesi: İlaçlama, doğal yöntemler ve durgun su birikintilerinin ortadan kaldırılması gibi önlemlerin birlikte uygulanması.
Bu durum, Çin’deki büyük salgının Türkiye için şu an doğrudan bir tehlike oluşturmadığını, ancak sivrisineklerin yayılması ve iklim koşullarının değişmesi nedeniyle şimdiden önlem almanın çok önemli olduğunu gösteriyor.
Salgının hızlı yayıldığı ve Çin’in daha önce bağışıklık açısından savunmasız olduğu bir ortamda, alınan önlemler tür olarak bir dönemin kalıcı hata yapma riskine karşı ciddi bir halk sağlığı refleksini ortaya koymaktadır. Bu durum, vektör (hastalığı taşıyan canlı) kaynaklı hastalıklara karşı iklim değişikliği nedeniyle artan savunmasızlık ve kontrol zorluklarını gündeme getirmektedir.
- Epidemiyoloji: Temmuz–Ağustos 2025 döneminde Guangdong’ta 7–10 bin vaka tespit edilmiş; Foshan merkez olmak üzere yerel yayılım görülmüştür.
- Klinik Seyir: Vaka çoğunlukla hafif; uzun süreli eklem ağrısı bazı bireylerde devam edebilmektedir.
- Kontrol Stratejisi: Kimyasal, biyolojik, teknolojik, sosyal ve yasal tedbirlerin kombine uygulaması dikkat çekicidir.
- İleri Araştırma Gereksinimi: Salgının moleküler ve vektör davranışlarına ilişkin detaylı analizler, bu tür salgınlara karşı gelecekteki hazırlık açısından kritik önem taşımaktadır.