Rektör Danışmanı, Dekan Yardımcısı ve Öğretim Üyesi - İstanbul Kent Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Farmokoloji Anabilim Dalı Misafir Öğretim Üyesi - University College London, Makine Mühendisliği ve Tıp Fakültesi, UK Misafir Öğretim Üyesi - University of Aveiro, Biomedikal Mühendisliği Fakültesi, Portekiz
"IVF, umutları yeniden yeşerten ve sağlıklı bir gelecek sunan modern tıbbın mucizesidir."
Tüp bebek (IVF), laboratuvar ortamında yumurta ve sperm hücrelerinin birleştirilmesiyle embriyo oluşturulması sürecidir. Bu süreç, doğal yollarla gebelik elde edemeyen çiftler için bir çözüm olarak geliştirilmiştir. İlk olarak, kadınlara uygulanan hormon tedavisi ile yumurtalıklar uyarılır ve birden fazla yumurta gelişimi sağlanır. Bu yumurtalar, ultrason eşliğinde yapılan bir işlemle toplanır ve laboratuvar ortamında sperm hücreleri ile birleştirilir. Döllenme gerçekleştikten sonra embriyo gelişimi izlenir ve en kaliteli embriyo ya da embriyolar, anne rahmine transfer edilir. Transfer sonrası embriyo rahme tutunur ve gebelik başlar. IVF, özellikle tüpleri tıkalı olan kadınlar, sperm sayısı düşük olan erkekler ya da açıklanamayan kısırlık yaşayan çiftler için etkili bir tedavi yöntemidir. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte, IVF'nin başarı oranı artmış ve daha fazla çift bu yöntemle çocuk sahibi olma şansını yakalamıştır.
IVF kimler için uygundur?
IVF, çeşitli nedenlerle doğal yollarla gebelik elde edemeyen çiftler için uygun bir tedavi seçeneğidir. Özellikle tüpleri tıkalı olan kadınlar için tüp bebek, gebelik elde edebilmenin tek yolu olabilir. Ayrıca, erkeklerde düşük sperm sayısı veya kalitesi nedeniyle doğal yollarla döllenmenin mümkün olmadığı durumlarda da IVF tercih edilebilir. Bunun yanı sıra, ileri yaşta olan kadınlarda, yumurta rezervinin azalması nedeniyle doğal yollarla gebelik şansı düşer; bu durumda IVF, gebelik şansını artırabilir. Endometriozis, polikistik over sendromu (PCOS) gibi kadınlarda kısırlığa neden olabilecek durumlar da IVF'yi gerekli kılabilir. Son olarak, açıklanamayan kısırlık olarak adlandırılan, herhangi bir tıbbi sebebin tespit edilemediği ancak gebeliğin gerçekleşmediği durumlarda da IVF uygun bir çözüm olabilir. Bu durumların dışında, daha önce tüp bebek tedavisi denemiş ve başarılı olamamış çiftler için de ileri tanı ve tedavi teknikleriyle birlikte yeniden IVF tedavisi önerilebilir.
IVF süreci nasıl işler?
IVF süreci, birkaç temel adımdan oluşur ve genellikle 4-6 hafta arasında tamamlanır. İlk adımda, kadının yumurtalıkları hormon tedavisi ile uyarılır, böylece birden fazla yumurta geliştirilir. Bu süreç yaklaşık 10-14 gün sürer ve düzenli olarak ultrason ve kan testleri ile izlenir. İkinci adım, olgunlaşmış yumurtaların toplanmasıdır. Bu işlem, hafif anestezi altında yapılır ve yaklaşık 15-20 dakika sürer. Toplanan yumurtalar, laboratuvarda sperm hücreleri ile birleştirilir ve döllenme sağlanır. Döllenme gerçekleştikten sonra, embriyolar birkaç gün boyunca laboratuvarda gelişim sürecine alınır. Üçüncü adımda, embriyo transferi yapılır. Genellikle en kaliteli embriyo seçilir ve anne rahmine transfer edilir. Transfer işlemi genellikle ağrısızdır ve kısa sürer. Transferden sonra, embriyonun rahme tutunup tutunmadığını belirlemek için yaklaşık iki hafta sonra gebelik testi yapılır. Bu süreçte doktor tarafından belirlenen ilaçlar ve hormonlar kullanılarak gebeliğin desteklenmesi sağlanır.
IVF süreci ne kadar sürer?
IVF süreci, baştan sona yaklaşık 4-6 hafta sürebilir. Bu süre, kişinin tedavi planına, vücut tepkisine ve yumurta gelişimine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. İlk olarak, yumurtalıkları uyarıcı hormon tedavisi uygulanır ve bu aşama yaklaşık 10-14 gün sürer. Bu süreçte, yumurtalıkların yanıtı ultrason ve kan testleri ile yakından izlenir. Yumurtalar yeterince olgunlaştığında, toplanma işlemi yapılır ve bu işlem genellikle 15-20 dakika sürer. Yumurtalar toplandıktan sonra laboratuvarda döllenme süreci başlar. Bu süreçte, sperm hücreleri ile birleştirilen yumurtalar döllenir ve embriyolar gelişmeye başlar. Döllenme ve embriyo gelişimi genellikle 3-5 gün sürer. Son olarak, en kaliteli embriyo anne rahmine transfer edilir. Embriyo transferi sonrası, embriyonun rahme tutunup tutunmadığını anlamak için yaklaşık 10-14 gün beklenir ve ardından gebelik testi yapılır. Her bir aşama, kişinin bireysel durumuna göre uyarlanabilir, bu da sürecin toplam süresini etkileyebilir.
IVF'nin başarı oranı nedir?
IVF'nin başarı oranı, bir dizi faktöre bağlı olarak değişir ve genellikle kadının yaşı, yumurta kalitesi, sperm kalitesi ve önceki gebelik öyküleri gibi etkenler tarafından belirlenir. 35 yaş altındaki kadınlar için IVF'nin başarı oranı genellikle %40-50 arasında değişirken, yaş ilerledikçe bu oran düşer. Örneğin, 40 yaş ve üzerindeki kadınlarda başarı oranı %10-20 civarına düşebilir. Bunun nedeni, yaş ilerledikçe yumurta kalitesinin ve sayısının azalmasıdır. Aynı zamanda, sperm kalitesi de başarı oranını etkileyen önemli bir faktördür. Bazı durumlarda, embriyo transferi sırasında rahmin durumu, embriyonun kalitesi ve genetik faktörler de başarıyı etkileyebilir. Teknolojinin gelişmesi ve yeni tedavi protokollerinin uygulanmasıyla IVF'nin başarı oranı son yıllarda artmıştır. Ayrıca, preimplantasyon genetik tanı (PGT) gibi teknikler, embriyoların genetik olarak incelenmesine ve en sağlıklı olanların seçilmesine olanak tanıyarak başarı oranını artırabilir.
IVF sırasında kaç embriyo transfer edilir?
IVF sırasında transfer edilecek embriyo sayısı, kadının yaşı, embriyo kalitesi ve daha önceki tedavi geçmişi gibi faktörlere bağlı olarak belirlenir. Genellikle, genç kadınlarda ve kaliteli embriyolar mevcut olduğunda, tek embriyo transferi yapılması önerilir. Bu, çoklu gebelik riskini en aza indirmek için tercih edilen bir yaklaşımdır. Çoklu gebelikler, düşük, erken doğum ve diğer komplikasyonlar açısından daha yüksek risk taşır. Ancak, 35 yaşın üzerinde veya daha önce başarısız IVF denemeleri olan kadınlarda, iki embriyo transferi yapılabilir. Bazı durumlarda, daha fazla embriyo transferi düşünülebilir, ancak bu nadir bir durumdur ve dikkatli bir değerlendirme gerektirir. Tek embriyo transferi (SET) yaklaşımı, başarılı bir gebelik elde etme şansını yüksek tutarken, aynı zamanda anne ve bebek için en güvenli sonuçları sağlamak amacıyla yaygın olarak uygulanmaktadır. Son yıllarda, tek embriyo transferi (SET) yöntemi, çoklu gebelik riskini azaltmak amacıyla daha fazla tercih edilmektedir.
IVF'nin yan etkileri veya riskleri var mıdır?
IVF tedavisi genellikle güvenli kabul edilse de, bazı yan etkiler ve riskler mevcuttur. En yaygın yan etkiler arasında hormon tedavisine bağlı olarak gelişen hafif karın ağrısı, şişkinlik ve ruh hali değişiklikleri sayılabilir. Daha ciddi bir yan etki olan yumurtalık hiperstimülasyon sendromu (OHSS), yumurtalıkların aşırı uyarılması sonucu ortaya çıkabilir. OHSS, karın ağrısı, şişkinlik, mide bulantısı ve nadiren de olsa daha ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Bu durum, özellikle yüksek doz hormon tedavisi alan kadınlarda görülebilir ve dikkatli takip ile yönetilebilir. Ayrıca, IVF tedavisi sırasında çoklu gebelik riski de bulunmaktadır, özellikle birden fazla embriyo transfer edildiğinde. Çoklu gebelikler, erken doğum, düşük doğum ağırlığı ve diğer gebelik komplikasyonları açısından daha yüksek risk taşır. Bu nedenle, tek embriyo transferi genellikle tercih edilir. Nadir de olsa, embriyo transferi sırasında enfeksiyon riski olabilir. Ancak, bu riskler genellikle dikkatli takip ve uygun tedavi ile en aza indirilebilir.
IVF ile doğan bebekler sağlıklı mıdır?
IVF ile doğan bebeklerin büyük çoğunluğu, doğal yollarla doğan bebekler kadar sağlıklıdır. IVF sürecinin kendisi, bebeklerde ciddi sağlık sorunlarına yol açmaz. Ancak, çoklu gebelikler daha yüksek risk taşıdığı için, prematüre doğum, düşük doğum ağırlığı ve doğum komplikasyonları gibi durumlar daha sık görülebilir. Bu riskler, çoklu embriyo transferi yerine tek embriyo transferi (SET) yöntemi uygulanarak azaltılabilir. SET, gebelik başına canlı doğum oranını korurken, çoklu gebelik riskini düşürmeyi hedefler. IVF ile doğan bebekler üzerinde yapılan uzun vadeli araştırmalar, genel sağlık durumlarının, gelişimlerinin ve zeka seviyelerinin, doğal yollarla doğan bebeklerle benzer olduğunu göstermektedir. Ancak, bazı çalışmalar, IVF ile doğan bebeklerde düşük riskli genetik veya yapısal anomalilerde hafif bir artış olduğunu öne sürse de, bu durum genellikle IVF tekniğinin kendisinden ziyade, ebeveynlerin yaş ve sağlık durumu gibi faktörlerle ilişkilidir. Özetle, IVF ile doğan bebeklerin sağlık durumları genellikle iyidir ve bu bebeklerin büyük bir çoğunluğu sağlıklı bir yaşam sürmektedir.
IVF sırasında genetik testler yapılabilir mi?
Evet, IVF sırasında genetik testler yapılabilir ve bu testler, özellikle genetik hastalık riski taşıyan çiftler için önemli bir avantaj sunar. Preimplantasyon genetik test (PGT) adı verilen bu testler, embriyoların rahme transfer edilmeden önce genetik olarak incelenmesine olanak tanır. PGT, embriyoların kromozomal anormallikler, tek gen hastalıkları veya cinsiyetle bağlı hastalıklar açısından taranmasını sağlar. Bu testler, özellikle tekrarlayan düşükler, ileri yaş, ailede genetik hastalık öyküsü veya daha önce genetik anomali taşıyan çocuk sahibi olan çiftler için önerilir. PGT sayesinde, sağlıklı embriyolar seçilerek rahme transfer edilir, böylece genetik hastalıkların nesilden nesile geçiş riski azaltılır ve gebelik başarısı artırılabilir. Ayrıca, bu testler, çoklu embriyo arasından en sağlıklı olanını seçmeye yardımcı olur ve bu da canlı doğum oranını artırır. PGT, IVF sürecine ek bir adım olarak uygulansa da genetik risk taşıyan çiftler için bu ekstra inceleme büyük bir güvence sağlar ve sağlıklı bir gebelik elde etme şansını artırır.
IVF sonrası hamilelik süreci nasıl takip edilir?
IVF sonrası hamilelik süreci, genellikle doğal yollarla elde edilen hamilelik süreciyle benzerdir, ancak birkaç ekstra dikkat gerektirebilir. Embriyo transferinden yaklaşık 10-14 gün sonra gebelik testi yapılır ve pozitif sonuç alındığında hamilelik teyit edilir. IVF sonrası gebeliğin ilk haftalarında, doktorlar genellikle daha yakın takip önerir. Bu süreçte, embriyonun rahme düzgün bir şekilde yerleşip yerleşmediğini ve gelişiminin normal seyrettiğini kontrol etmek için ultrason yapılır. İlk ultrason genellikle gebeliğin 6. haftasında yapılır ve burada embriyonun kalp atışları izlenir. Gebelikte herhangi bir komplikasyonun erken tespiti ve yönetimi açısından düzenli kontroller önemlidir. IVF ile elde edilen gebeliklerde düşük riski, doğal gebeliklerde olduğu gibi ilk trimesterde (ilk 12 hafta) en yüksektir, bu nedenle bu dönemde doktor gözetimi sıkı tutulur. Hamileliğin geri kalan kısmı genellikle normal gebelik gibi takip edilir, ancak çoklu gebelik varsa veya başka komplikasyonlar mevcutsa, daha yoğun bir takip gerekebilir. Sonuç olarak, IVF sonrası gebelik süreci dikkatle izlenmeli ve doktorun önerilerine uyulmalıdır.
De Geyter C, et al. ART in Europe, 2017: results generated from European registries by ESHRE. (2020).
Sunderam S, et al. Assisted Reproductive Technology Surveillance — United States, 2018. (2020).
Choux C, et al. The epigenetic origin of health and disease: The impact of maternal diet during pregnancy. (2018).
Wyns C, et al. ART in Europe, 2018: results generated from European registries by ESHRE. (2022).
Dar S, et al. Assisted reproductive technology for male factor infertility. (2021).
Crawford S, et al. The role of advanced maternal age in IVF success rates: a population-based analysis. (2018).
Farquhar C, et al. Assisted reproductive technology: an overview of Cochrane Reviews. (2019).
Sunkara SK, et al. Single versus double embryo transfer in in vitro fertilisation. (2020).
The ESHRE Guideline Group on Good Practice in IVF Labs, et al. Recommendations for good practice in IVF laboratories. (2021).
Glujovsky D, et al. Cleavage stage versus blastocyst stage embryo transfer in assisted reproductive technology. (2016).
Cimadomo D, et al. The impact of PGD on the clinical outcomes of ART: A meta-analysis. (2021).
Montoya-Botero P, et al. Preimplantation Genetic Testing for Aneuploidy (PGT-A): Strategies, Challenges, and Outcomes. (2020).
Teh WT, et al. Ovarian Hyperstimulation Syndrome: Understanding the Causes, Prevention, and Treatment. (2020).
Cortell-Albert T, et al. IVF and risk of preterm birth: a systematic review and meta-analysis. (2021).
Khandwala YS, et al. The association between advanced paternal age and reproductive outcomes: A systematic review and meta-analysis. (2020).
Rumbold AR, et al. The health outcomes of children born through assisted reproductive technology. (2017).
Anderson RA, et al. Pregnancy outcomes in women of advanced maternal age: a population-based cohort study. (2022).
Maheshwari A, et al. Recurrent implantation failure: Evidence-based management. (2022).
Serour GI, et al. The ethics of multiple embryo transfers in ART. (2021).
Heitmann RJ, et al. Single embryo transfer, best practices, and the challenge of multiple pregnancies in ART. (2021).