Çocuk sağlığı yalnızca hastalığın olmaması değil, çocuğun çevresi, ailesi ve toplumsal koşullardan büyük ölçüde etkilenen çok boyutlu bir durumdur. Çocukların sağlık durumu genellikle bakıcıların raporlarına dayanır ve bu da güvenilir ve çok boyutlu sağlık ölçümlerine duyulan ihtiyacın altını çizer. Bu ölçümler, çocuk sağlığını iyileştirmeyi amaçlayan tıbbi ve sosyal müdahalelerin etkinliğini değerlendirmede çok önemlidir.
Çocuklar için kritik gelişim aşaması gebe kalmadan sekiz yaşına kadar uzanır. Bu evre hızlı büyüme, önemli nörolojik gelişim ve öğrenme ile karakterize edilir. Bu süre zarfında çocuklar, optimum gelişimi sağlamak ve sağlıklı işleyişi sürdürmek için uygun fiziksel ve duygusal bakıma ihtiyaç duyarlar. Bebekler ve küçük çocuklar hastalık ve rahatsızlıklara karşı özellikle hassastır. Bu artan kırılganlık, henüz gelişmekte olan bağışıklık sistemlerinden, hızlı fiziksel ve bilişsel büyümelerinden ve mikroplara maruz kalmalarını artıran parmak emme ve emekleme gibi davranışlardan kaynaklanmaktadır. Bu yaştaki çocuklar hijyen standartları hakkında bilinçli kararlar veremediğinden, sağlıklarını korumak ve hastalıkları önlemek için zararlı bakteri ve virüslere maruz kalmalarını en aza indirmek bakıcılarına düşmektedir.
Aile dinamikleri ve çevre, bir çocuğun sağlığını ve gelişimini şekillendirmede çok önemlidir. Ebeveynlerin tutum ve davranışları ile temel ihtiyaçları karşılama ve duygusal destek sağlama becerileri, çocuğun sağlık sonuçlarının belirlenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Ailenin sosyo ekonomik durumu, eğitim düzeyi ve genel refahı da çok önemli faktörlerdir. Çocuğun fiziksel ve duygusal gelişimi üzerinde kalıcı etkileri olabileceğinden, bir çocuğun sağlığını değerlendirirken bu unsurları göz önünde bulundurmak çok önemlidir.
Sınıf, ırk ve ekonomik durum gibi sosyal belirleyiciler çocukların sağlığını önemli ölçüde etkilemektedir. Bu faktörler, sağlık hizmetlerine erişim, bakım kalitesi ve genel sağlık durumundaki eşitsizliklerle birlikte sağlık sonuçlarında sosyal bir farklılık yaratmaktadır. Bu eşitsizliklerin ele alınması, tüm çocuklar için eşitlikçi sağlık sonuçlarının sağlanması açısından elzemdir.
Hem astım gibi fiziksel rahatsızlıkları hem de psikolojik sorunları kapsayan kronik rahatsızlıklar, çocuk sağlığı endişelerinin önemli bir boyutunu oluşturmaktadır. Bu koşulların varlığı ve ciddiyeti, bir çocuğun yaşam kalitesini ve işlevselliğini önemli ölçüde etkileyebilir. Bu nedenle, sağlık sistemlerinin bu durumların yönetimine öncelik vermesi ve hem aileler hem de toplum üzerindeki kapsamlı etkilerini göz önünde bulundurması gerekmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde, çocuk ölümlerinin ve hastalıklarının büyük bir kısmı önlenebilir niteliktedir. Bu bölgelerde hastane başvurularının başlıca üç nedeni protein-enerji malnütrisyonu*, solunum yolu enfeksiyonları ve ishal olup tüm çocuk başvurularının %30-40'ını oluşturmaktadır. Bunları anemi, kızamık ve boğmaca gibi yaygın çocukluk çağı enfeksiyonları, parazit hastalıkları (özellikle sıtma ve bağırsak kurtları), tüberküloz ve yanıklar, kazalar ve zehirlenmelerden kaynaklanan yaralanmalar gibi durumlar takip etmektedir. Bu koşullar toplu olarak, gelişmekte olan dünyada çocuk sağlığı sorunlarının çoğunu temsil etmektedir. Bu nedenle, sağlık sistemlerinin çocuklarda hem kronik hem de akut sağlık sorunlarını ele alması, önleme, etkili yönetime odaklanması ve bu sağlık sorunlarının daha geniş toplumsal etkilerini göz önünde bulundurması acil bir ihtiyaçtır.
*Malnütrisyon: Yetersiz beslenme
Her bebeğin ve çocuğun iyi beslenme hakkı vardır ve bu hak "Çocuk Hakları Sözleşmesi "nde yer alan bir ilkedir. Yetersiz beslenme, küresel olarak çocuk ölümlerinin %45'i ile bağlantılıdır. 2022 yılında, beş yaşın altındaki milyonlarca çocuk bodurluk, israf veya aşırı kilolu/obezlikten muzdaripti. 0-6 aylık bebeklerin sadece %44'ü sadece anne sütü ile beslenmektedir ve beslenme uygulamaları ve yetersiz beslenme uygulamaları yaygındır.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve UNICEF, hayatta kalma oranlarını iyileştirmek ve sağlıklı gelişimi desteklemek için 6 ay boyunca erken ve sadece anne sütü ile beslenmeyi ve ardından beslenme açısından yeterli tamamlayıcı gıdaları önermektedir. Emzirme, enfeksiyonlara ve kronik hastalıklara karşı koruma, daha yüksek IQ ve daha iyi okul performansı dahil olmak üzere çok sayıda fayda sağlar. Ayrıca gebeliklerin arasını açmaya ve annelerde yumurtalık ve meme kanseri riskini azaltmaya yardımcı olur. HIV ile enfekte anneler için antiretroviral ilaçlar, HIV bulaşma riskini azaltarak güvenli emzirmeyi mümkün kılmaktadır. Küresel stratejiler, optimal çocuk beslenmesi ve gelişimini sağlamak için emzirme uygulamalarını geliştirmeye, sağlık çalışanlarını eğitmeye ve özellikle zorlu koşullarda aileleri desteklemeye odaklanmaktadır.
Çocuk ruh sağlığı bir dizi rahatsızlığı kapsar; “Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu” ve otizm gibi rahatsızlıklar genellikle erken çocukluk döneminde ortaya çıkarken, depresyon ve bağımlılık gibi diğerleri ergenlik döneminde ortaya çıkar. Tedavi ve prognoz* büyük farklılıklar gösterir; bazı bozukluklar yaşla birlikte iyileşir veya tedaviye iyi yanıt verirken, otizm gibi diğerleri daha kalıcıdır. ABD'deki önemli bir sorun, çocuk ruh sağlığı hizmetlerine yönelik parçalı yaklaşım, koordinasyon ve finansman eksikliğidir ve önleme programlarının uygulanmasını zorlaştırmaktadır. Mevcut tedaviler, eğitim ve istihdamda uzun vadeli sonuçlardan ziyade semptom kontrolüne odaklanma eğilimindedir ve bu da başarılı bir şekilde tedavi edilen çocukların bile hayatta ruhsal bozukluğu olmayan akranları kadar iyi performans gösteremeyeceği endişelerine yol açmaktadır. Kaynakların, dezavantajlı mahallelerdeki azınlık çocukları gibi yüksek riskli çocuk popülasyonlarında bireysel tedaviye mi yoksa daha geniş önleyici tedbirlere mi yönlendirilmesi gerektiği konusunda artan bir tartışma vardır.
*Prognoz: Bir hastalığın seyri
Bağışıklama, özellikle çocuklarda yılda tahmini 2 ila 3 milyon ölümü önleyen kritik ve uygun maliyetli bir halk sağlığı aracıdır. Sekiz temel hastalığa karşı evrensel bağışıklama, bebek ve çocuk ölümlerini azaltmak ve Binyıl Kalkınma Hedeflerine katkıda bulunmak için gereklidir.
2015 yılına kadar çocuk ölümlerini üçte iki oranında azaltmayı amaçlayan 4. Hedef. DSÖ’nün Genişletilmiş Bağışıklama Programı'nın 1974'ten bu yana gösterdiği çabalara rağmen, özellikle Uganda gibi gelişmekte olan ülkelerde önemli zorluklar devam etmektedir. Her gün, çoğunluğu Sahra-altı Afrika ve Güney Asya'da olmak üzere, dünya genelinde 24.000'den fazla çocuk aşıyla önlenebilir hastalıklardan ölmektedir. Beş yaş altı ve bebek ölüm oranlarının yüksek olduğu ve dünyanın en yüksek doğurganlık oranlarından birine sahip olan Uganda, bağışıklama yoluyla çocuk sağlığının iyileştirilmesinde süregelen zorlukları gözler önüne sermektedir. Bu durum, aşıyla önlenebilir tüm hastalıklara karşı tam bağışıklamanın sağlanmasına ve gerekli politika müdahalelerine odaklanarak, bağışıklama hizmetlerinin kullanımını etkileyen faktörlerin derinlemesine anlaşılmasını gerektirmektedir.
Eğitim, çocuk sağlığı sonuçlarının iyileştirilmesinde çok önemli bir rol oynamaktadır. Hem ebeveynlerin hem de çocukların sağlık, beslenme ve zihinsel sağlık konularında eğitilmesiyle bilinçli karar verme imkânı sağlanmakta, böylece bireyler ve toplumlar güçlendirilmektedir. Bu yaklaşım, özellikle okullar ve topluluklar bu bilginin yayılmasına aktif olarak katıldıklarında etkili olmaktadır. Örneğin, “Romatizmal Kalp Hastalığı” söz konusu olduğunda, farkındalık ve eğitim hastalıkla mücadelede kilit faktörler olarak tanımlanmıştır. Özellikle hastalıktan en çok etkilenen topluluklarda farkındalık ve eğitim eksikliği, yetersiz teşhis ve yetersiz tedaviye yol açmıştır. Bu nedenle, eğitim programlarının uygulanması, bu tür sağlık koşullarının önlenmesine ve yönetimine önemli ölçüde katkıda bulunabilir ve sağlık eğitiminin çocuk sağlığı sonuçlarının iyileştirilmesindeki daha geniş öneminin altını çizer.
Çocuk sağlığı çevresel, ailesel ve toplumsal faktörlerden etkilenen çok yönlü bir konudur. Kritik gelişim, gebelikten sekiz yaşına kadar gerçekleşir ve optimal sağlığın sağlanması için uygun bakım gerektirir. Aile dinamikleri ve sosyoekonomik statü, çocuğun sağlığında önemli rol oynar; sınıf ve ırk gibi sosyal belirleyiciler, sağlık sonuçlarındaki eşitsizliklere katkıda bulunur. Yaygın zorluklar arasında özellikle gelişmekte olan ülkelerde kronik durumlar, beslenme yetersizlikleri ve önlenebilir hastalıklar yer almaktadır. Beslenme, özellikle de emzirme, çocuk gelişimi için hayati öneme sahip iken, ruh sağlığı da etkili tedavi stratejileri gerektiren çeşitli bozukluklara neden oluyor. Aşılama çocuk ölümlerini azaltmanın anahtarıdır ancak özellikle gelişmekte olan ülkelerde uygulama zorluklarıyla karşı karşıyadır. Eğitim ve farkındalık, sağlık sonuçlarını iyileştirmede ve toplulukların bilinçli sağlık kararları vermesini sağlamada çok önemlidir.
Szilagyi PG and Schor EL, The health of children. (1998).
Organization WH, Improving early childhood development: WHO guideline. 2020: World Health Organization.
Ebrahim G, Child health. (1984).
Victora CG, et al., Breastfeeding in the 21st century: epidemiology, mechanisms, and lifelong effect. (2016).
Rollins NC, et al., Why invest, and what it will take to improve breastfeeding practices? (2016).
Cuellar A, Preventing and treating child mental health problems. (2015).
Bbaale E, Factors influencing childhood immunization in Uganda. (2013).
Zühlke LJ and Engel ME, The importance of awareness and education in prevention and control of RHD. (2013).