Kalp yetmezliği, kalbin vücuda yeterli miktarda kan pompalayamaması durumunu ifade eden bir sağlık sorunudur. Genel olarak kalbin kasılma gücünün azalması olarak düşünülse de bazen kalbin gevşeme kusurları da kalp yetmezliğine yol açabilir.
Türkiye’ de 3 milyona yakın insan kalp yetmezliğine sahiptir. Bu rakamın 10 yıl içinde ikiye katlanacağı düşünülmektedir. 40 yaş sonrası yaşam boyu kalp yetmezliği gelişme riski %20’dir. Hipertansiyon gibi risk faktörlerinin olması bu olasılığı arttırmaktadır.
Kalp yetmezliği genellikle yaşla birlikte artar ve yaşlı popülasyonda daha yaygındır. Kalp damar hastalıkları en sık sebepleridir. Tedavi edilmemiş ileri düzey kalp kapak hastalıkları da kalp yetmezliğine yol açabilir. Ayrıca, diyabet, yüksek tansiyon, obezite, sigara içme, ailesel kalp hastalığı öyküsü gibi risk faktörlerine sahip olan bireylerde daha sık görülebilir. Son zamanlarda viral enfeksiyonlar da kalp yetmezliği gelişiminde dikkat çekmektedir.
Genel olarak erkekler daha fazla risk altında gibi görülmektedir. Ancak kadınların yaşam süresi daha uzun olduğundan ileri yaşlarda kalp yetmezliği gelişme olasılığı fazladır. Toplama bakıldığında vakaların yarısını kadınlar oluşturmaktadır. Kadınlarda gevşeme kusuru ile seyreden kalp yetmezliği gelişme olasılığı daha fazladır.
- Nefes Darlığı (Dispne)
- Yorgunluk ve Halsizlik
- Ödem
- Kilo Artışı veya Kaybı
- Kas Zayıflığı ve Hareket Kısıtlılığı
- Düzensiz Nabız
- Öksürük
- Mide Şikayetleri
- Baş Dönmesi ve Bayılma
Bu belirtiler pek çok hastalıkta olsa da özellikle geceleri ortaya çıkan öksürük ve nefes darlığı kalp yetmezliğini akla getirmelidir. Sırt üstü yatarken başlayan öksürük ve nefes darlığı oturunca rahatlıyorsa veya yüksek yastıkla yatma ihtiyacı oluyorsa kalp yetmezliği işareti olabilir. Diz altında deriye parmakla bastırınca hamur gibi çöküntü bırakan ödem görülmesi de kalp yetmezliğini düşündürmelidir. Bazen sadece karın şişliği bile olabilir.
Günümüzde kalp yetmezliği hastaları başarılı şekilde tedavi edilebilmektedir. Kalp yetmezliğinin tedavisi, genellikle semptomların kontrolü, hastalığın ilerlemesinin durdurulması ve yaşam kalitesini artırmak amacıyla çeşitli stratejileri içerir. Hastaları hem uzun hem de kaliteli yaşatmak ana hedeflerdir.
Anjiyotensin Dönüştürücü Enzim İnhibitörleri (ADE İnhibitörleri) ve Anjiyotensin Reseptör Blokörleri (ARB'ler): Kan damarlarını genişletir, kan basıncını düşürür ve kalbin iş yükünü azaltır.
Beta Blokerler: Kalp atış hızını düşürerek kalbin iş yükünü azaltır ve kan basıncını düzenler.
Diüretikler: Vücuttaki fazla sıvıyı atarak ödemi ve kalp yükünü azaltır.
Aldosteron Antagonistleri: Tuz ve su tutulumunu azaltarak kalbin iş yükünü düşürür.
Digoksin Preparatları (Kalp Glikozitleri): Kalp kasının kasılma gücünü artırabilir.
Ayrıca son yıllarda geliştirilen Sakubitril (bir nipresilin inhibitörü) ve diyabet tedavisinde kullanılan Dapagliflozin ve Empagliflozin gibi (sodyum glukoz ko-transporter 2) SGLT2 inhibitörleri kalp yetmezliği tedavisinde çığır açarak ilaç tedavisine ciddi umut getirmişlerdir.
Kalp yetmezliği olan hastalarda en sık ölüm sebebi ani ritim bozukluklarına bağlı kalp durmasıdır. Kalp pilleri bu riski azaltarak hastaların yaşam süresini uzatmaktadır. Ayrıca seçilmiş uygun hastalarda 3 odacıklı kalp pili uygulamaları hastaların kasılma gücünü arttırarak nefes darlığını da azaltabilmektedir.
Özellikle ileri evre ve tedaviye dirençli kalp yetmezliği olan hastalarda kalp nakli düşünülebilir. Ancak maalesef organ bağışı konusundaki yetersizlikler kalp nakli yapılabilen hasta sayısının çok sınırlı olmasına yol açmaktadır. Günümüzde yapay kalp olarak adlandırılabilecek kalp pompaları nakil yapılamayan hastalar için umut olmaktadır.
Sağlıklı bir diyet, kilo kontrolü, düzenli egzersiz ve stresten kaçınma gibi yaşam tarzı değişiklikleri kalp sağlığını iyileştirebilir. Tuz alımının sınırlanması ve sıvı kontrolü tedavinin başarısı için çok önemlidir. Hipertansiyon ve diyabet gibi risk faktörleri kontrol altına alınmalıdır. Sigara ve alkol tüketimi mutlaka sonlandırılmalıdır.
Kalp yetmezliği ile COVID-19 arasındaki ilişki kompleks ve çeşitli faktörlere dayanmaktadır. İşte COVID-19 ile kalp yetmezliği arasındaki muhtemel ilişkilere dair bazı önemli noktalar:
Kalp Kasına Doğrudan Etki: COVID-19, bazı vakalarda kalp kasını etkileyebilir ve miyokardit (kalp kası iltihabı) gelişimine neden olabilir
İnflamasyon ve Organ Yetmezlikleri: COVID-19, vücutta yaygın bir inflamatuar (iltihap) yanıt başlatabilir. Bu inflamasyon, organ sistemlerini etkileyebilir ve kalbin normal işlevini bozabilir.
Oksijen Eksikliği: COVID-19'un ağır seyreden vakalarında, akciğer hasarı ve oksijen eksikliği görülebilir. Yetersiz oksijen, kalp kasının normal şekilde çalışmasını engelleyebilir ve uzun vadede kalp yetmezliği riskini artırabilir.
Damar Sistemi Etkileri: COVID-19, damar sistemini etkileyebilir ve tromboz (pıhtı oluşumu) riskini artırabilir. Bu durum, kalp damarlarını etkileyerek kalp yetmezliği riskini artırabilir.
Altta Yatan Sağlık Sorunları: COVID-19, genellikle yaşlı bireylerde ve altta yatan sağlık sorunlarına sahip olanlarda daha ağır seyreder. Kalp hastalığı gibi kronik hastalıklar, bu kişilerde kalp yetmezliği riskini artırabilir.
Kalp yetersizliği yaşam boyu devam eden kronik bir hastalıktır. Nadiren veya düzeltilebilir bir nedene bağlı gelişmişse normale dönebilir. Yaşam beklentisi, prostat kanseri, kalın bağırsak kanseri, deri kanserleri, meme kanseri, rahim kanseri gibi pek çok kanser türünden daha kötüdür. 5 yıllık yaşam şansı %50’ dir.
Evet. Ailede kalp yetmezliği olması çocuklarda kalp yetmezliği gelişme riskini 70%’lere varan oranlarda arttırabilir. Özellikle genetik geçiş olasılığı yüksek Hipertrofik Kardiyomiyopati gibi kalp yetmezliği türlerinde bu risk daha fazladır.
Evet gelişebilir. Peripartum kardiyomiyopati, daha önce kalp hastalığı ve kalp yetersizliği olmayan hastalarda hamileliğin son evrelerinde veya doğum sonrası ilk aylarda gelişen kardiyomiyopatiye verilen isimdir. Altta yatan kesin neden belli olmamakla beraber enfeksiyonlar, miyokardit, immünolojik faktörler, prolaktinin neden olduğu oksidatif stres gibi birçok nedene bağlı olabileceği düşünülmektedir. Erken tanınması hamile veya doğum yapmış hastalar için hayati önemdedir. Bu yüzden özellikle hamileliğin son evreleri ve doğum sonrası kalp yetmezliği belirtileri varsa çok dikkate alınmalıdır.
Takotsubo kardiyomiyopatisi, nadir görülen, sol ventrikülün zayıflaması ile gelişen bir kalp yetmezliği türüdür. Majör faktör olarak aşırı duygusal yüklenme veya stres karşısında gelişebilen bu hastalık "kırık kalp sendromu" veya "stres kardiyomiyopatisi" olarak da bilinir. 1990 yılında Japonya'da keşfedilmiştir. İyi huylu bir hastalıktır ve %95 oranında tam iyileşme gösterir. Aniden ortaya çıkan göğüs ağrısı, EKG değişiklikleri, kardiyak enzimlerdeki hafif değişiklikler adeta kalp krizini taklit eder, ancak bunlar birbirinden tamamen farklılardır. Tam olarak nedeni belli değildir.
Kalp yetmezliği tanısı kişinin iş hayatının bittiği anlamına gelmez. Aslında çalışmak insanı aktif tutar ve depresyondan korur. Önemli olan işin gerektirdiği fiziksel aktivite derecesidir. Masa başı işlerde işe dönmek kolay olabilir. Ancak fiziksel güç gerektiren bir iş durumunda daha az fiziksel güç gerektiren bir işe geçmek uygun olacaktır.
Kalp yetmezliği hastaları cinsel hayatları konusunda endişelidir. Eğer hastada nefes darlığı, göğüs ağrısı gibi bulgular varsa cinsel ilişkiden kaçınması gerekir. Bunun dışında stabil durumlarda seks kalp sağlığı için zararlı değildir. Ancak kalp yetmezliğinden, ilaçlardan veya eşlik eden hastalıklardan kaynaklanan cinsel isteksizlik ve iktidarsızlık oluşabilir. Hasta bunu hekimi ile açıkça konuştuğu takdirde sağlık profesyonellerinin yardımı ile sorun çözülebilir.
Kalp yetersizliği bulunan olguların, günlük aktivitelerini belirgin şekilde kısıtlaması, evde hareketsiz bir yaşam tarzına bağlanmaları istenen bir durum değildir. Araştırmalar kalp yetmezliği olgularının hafif düzeyde ve doktorun önerdiği biçimde yapacağı düzenli egzersiz aktivitelerin yaşam kalitesini arttırdığını ve kişilerin performansını koruduğunu göstermektedir. Günlük, belirli bir tempoda ve belirli bir sürede yapılan yürüyüşler yararlıdır. Kalp yetmezliğinde egzersizle ilgili bazı pratik öneriler şu şekilde sıralanabilir;
- Hafif yemeklerden sonra egzersiz için 1-2 saat bekleyin
- Çok soğuk ve sıcak havalarda açık havada egzersiz yapmayın
- Egzersiz öncesi ısınma ve sonrasında soğuma periyodlarını mutlaka uygulayın
- Hangi çeşit egzersizi yaparsanız yapın asla nefesinizi tutmayın
- Kendinizi en enerjik hissettiğiniz zaman diliminde egzersiz yapın
Kalp yetmezliği tablosunun kontrol altında kalabilmesinin koşullarından biri, kalp yetersizliğini kötüleştirebilecek olan enfeksiyonlardan korunabilmektir. Solunum sistemi enfeksiyonlarının riskini azaltmak için zatürre ve gribe karşı bağışıklık kazandıran aşılar özellikle kış mevsimine girmeden önce yapılabilir.
Kalp yetmezliği diyet ve ilaçlarla kontrol altında bulunan olgularda, araya giren çeşitli durumlar hastanın tablosunda kötüleşmeye neden olabilir. Kalp yetmezliği bulunan olgularda hastanın klinik gidişinde kötüleşmeye neden olan durumlar arasında;
- Yeni kalp damar tıkanıklığı gelişmesi,
- Yeni hipertansiyon gelişmesi ya da hipertansif kişilerde kan basıncının kontrolsüz yüksek seyretmeye başlaması,
- Enfeksiyonlar,
- Böbrek fonksiyonlarında yeni veya ilerleyici bozulma,
- Anemi (kansızlık) gelişmesi,
- Kalp ritim bozukluklarının ortaya çıkması,
- Tiroit bezinin az ya da çok çalışması (ör. guatr),
- Devamlı kullanılan kalp yetersizliğine ilişkin ilaçların kesilmesi veya düzgün kullanılmaması,
- Diyette alınan tuz miktarının arttırılması,
- Akciğer damarlarına pıhtı atması,
- Kalp kapak hastalıklarında ilerleme olması,
- Aşırı alkol alımı,
- Kalp performansını olumsuz etkileyen ilaçların kullanılmaya başlanması,
- Vücutta su ve tuz tutulumuna neden olan ilaçların kullanılması gibi nedenler sıralanabilir.
Bu durumlar tedavi edilir veya ortadan kaldırılırsa kalp yetersizliği tablosunda kötüleşme genellikle geriler.
Bahira Shahim, Chris J Kapelios, Gianluigi Savarese, Lars H Lund, Global Public Health Burden of Heart Failure: An Updated Review. (2023).
Groenewegen A, Rutten FH, Mosterd A, Hoes AW. Epidemiology of heart failure. (2020).
Koçak, Ümran, T. O. K. Derya, and İ. P. E. K. Göktürk. "Peripartum Kardiyomiyopati." (2013).
Roger, Véronique L. "Epidemiology of heart failure: a contemporary perspective. (2021).
Savarese G, Becher PM, Lund LH, Seferovic P, Rosano GMC, Coats AJS. Global burden of heart failure: a comprehensive and updated review of epidemiology. (2023).