
Biyoekonomiye İlk Adım: Organik Atıkları Toprağa Gömmek Yasaklansın!
Geleceğe Tersine Düşünerek İlerlemek: Organik Atıkların Yasaklanması
En sevdiğim şeylerden biri, tersine düşünüp geleceğe ilerlemek. Bugün bahsedeceğim konu tam da bu bakış açısıyla ilgili.
Genelde şu şekilde düşünürüz: Plastikleri çöpe atmayalım, pilleri, metalleri doğaya bırakmayalım. Yani doğada çözünmesi çok zor olan ya da çözünmeyen atıklarımızın çevreye karışmaması üzerine yıllardır hassasiyet gösteriyoruz. Bu yüzden atıklarımızı ya geri dönüşüm kutularına ya da belediyelerin ayırdığı özel noktalara atıyoruz. Sıfır atık yaklaşımımız da genellikle “plastiğin geri dönüşümü” etrafında şekilleniyor.
Elbette bu yaklaşım doğru, ancak konunun bir adım ötesi de var. Avrupa Birliği bu farkındalığa 2000’lerin başında ulaştı ve zaman içinde oldukça katı kurallar koydu: Organik atıkların çöp sahalarına gönderilmesi yasaklandı.
Neden mi? Çünkü organik atıkları çöp sahalarında kendi haline bırakmak, sanıldığının aksine büyük bir çevre sorunu. Çocukluğumda yaşadığım yerin yakınında devasa bir çöplük vardı ve bu çöplüklerin zamanla gaz birikimi nedeniyle patladığını hatırlıyorum. Yani organik atıkları bir yerde “çürümeye” bırakmak da çevresel açıdan ciddi riskler yaratıyor.
Peki organik atıkları çöp sahalarına atamazsak ne yapacağız? İşte bu noktada gelişmiş ülkelerin uygulamaları devreye giriyor: Kompost üretmek, biyogaz tesislerinde enerjiye dönüştürmek veya döngüsel ekonomi mantığıyla katma değer yaratacak yeni ürünler geliştirmek (İngilizce tabirle “valorization”).
Plastik gibi doğada çözünmeyen atıkların geri dönüşümünü konuşurken, bir yandan da belki daha öncelikli olarak organik atıklar konusunda bir eylem planı geliştirmek zorundayız. Avusturya, Almanya, İsveç, Norveç, Hollanda, İsviçre ve Yeni Zelanda bu konuda çok etkili düzenlemeler yaptı. Hatta Yeni Zelanda, 2030 yılına kadar organik atıkları toprağa gömmeyi tamamen yasaklamayı planlıyor. Yani organik atıklardan mutlaka katma değer yaratılması zorunlu hale geliyor.
Türkiye’nin biyoekonomi yolculuğu nasıl başlamalı?
Bence verilecek en iyi yanıt şu: Organik atıkların çöp sahalarına atılmasını yasaklamak ve bu yasakla birlikte ileri kullanım alanlarının gelişmesine zemin hazırlamak.
2030 biyoekonomi planlarımızın en önemli maddelerinden biri bu olmalı. Çünkü çoğu dönüşümün başlangıç noktası tam da buradan geçiyor. Dünya bu dönüşümü tam olarak böyle başlattı: Önce organik atıkların çöp sahalarına atılması yasaklandı, ardından döngüsel ekonomi uygulamaları hız kazandı.