Gıda, bireyin en önemli yaşam ihtiyaçlarından biridir. Diyet, bireyler tarafından tüketilen toplam gıda miktarını ifade eder ve çevresel koşullar, gıdanın bulunabilirliği, dini inançlar, sosyoekonomik durum gibi birçok faktör tarafından etkilenebilir. Beslenme ise gıdaların büyüme, metabolizma ve dokuların onarımı için kullanılması sürecidir ve besinlerin sindirimi, emilimi, taşınması, hücrelere dahil edilmesi ve atımını içerir.
Obezite, çeşitli genetik ve genetik olmayan faktörlerin (çevresel faktörler gibi) neden olduğu karmaşık bir metabolik hastalıktır. Aşırı kilo ve obezite, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından vücutta anormal veya aşırı yağ birikmesiyle karakterize edilen ve ciddi sosyal, fiziksel ve psikolojik sorunlara yol açan bir halk sağlığı sorunu olarak tanımlanmaktadır. Kilonuzun boyunuzun metre cinsinden karesine oranı olan beden kitle indeksinin (BKİ) 25 kg/m2’nin üzerinde olması aşırı kilolu, 30 kg/m2’nin üzerinde olması ise obez olarak değerlendirilmektedir. Obezite tanısında kullanılabilen BKİ, vücuttaki yağ oranının saptanmasında yeterli bir ölçü değildir.
Karın bölgesindeki yağlanma bulaşıcı olmayan çeşitli hastalıklar (uyku apnesi, diyabet, kardiyovasküler hastalıklar, reflü, karaciğer yağlanması vb.) ile ilişkilidir ve karın bölgesindeki yağlanma ne kadar fazlaysa iç organ yağlanması o kadar fazladır. Bu bölgedeki yağlanma hakkında fikir veren bir ölçüm bel çevresi ölçümüdür. Bu değerin erkeklerde 94 cm, kadınlarda 80 cm’in altında olması istenmektedir. Karın bölgesindeki yağlanmanın göstergelerinden bir diğeri ise boyun çevresi ölçümüdür. Gırtlak çıkıntısından ölçülen boyun çevresinin erkeklerde ≥37 cm, kadınlarda ≥34 cm olması risk faktörüdür.
Obezitenin nedenleri arasında sosyodemografik, davranışsal (beslenme ve yaşam tarzı) ve genetik faktörler sayılabilir. Sosyodemografik faktörler ileri yaş, evli olmak, düşük gelir düzeyi, kadın olmak, köyden kente göç, abur cubur ve paketli gıdalara kolay erişilebilirlik olarak sıralanabilir.
Davranışsal Faktörler beslenme alışkanlıklarını ve yaşam tarzını kapsar. Beslenme alışkanlığı sadece obezite için değil, sağlığımız için de önemli bir belirleyici faktördür. Şekerleme, alkollü ve alkolsüz içecek, şeker, hamur işi ve işlenmiş gıda tüketimi, monoton beslenme, doymuş yağ içeriği yüksek gıdalar tüketmek obezite riskini artırabilir. Uzun süre ekran başında kalarak hareketsizliğin artması, kısa uyku süreleri, vardiyalı çalışma sistemleri, stres, sigara kullanımı, ulaşım için sürekli araç kullanımı obezitenin nedenleri arasındadır. Stres hormonal yollarla iştahınızı artırarak karın yağlarının üretimine neden olabilir.
Genetik Faktörler ailede obezite geçmişinin olması ve obezite ilişkili genlerdir. Harvard Sağlık Okulunun yaptığı araştırmalar sonucunda genlerin obezite gelişimine katkısının az olduğu çevresel faktörlerin obezite gelişiminde daha büyük payının olduğu bulunmuştur.
Vücut ağırlığının fazla olması bulaşıcı olmayan hastalıklar için önemli bir risk faktörüdür. Gebelik sırasında vücut ağırlığının fazla olması, yeni doğanda istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Vücut ağırlığının fazla olması diyabet (şeker hastalığı), dislipidemi (kan yağlarının yüksek olması), hipertansiyon, kardiyovasküler hastalıklar, uyku apnesi, akciğer hastalıkları, bazı kanser türleri (kolon, rektum, meme, yumurtalık vb.), inme, adet düzensizliği, reflü, karaciğer yağlanması, osteoporoz gibi hastalıkların yanında toplumdan uzaklaşma, depresyon gibi psikososyal rahatsızlıklar ile de ilişkilidir.
Türkiye İstatistik Kurumu 2023 verilerine göre beden kitle indeksi incelendiğinde;
- 15 yaş ve üstü obez bireylerin (BKİ≥30 kg/m2) oranı 2019 yılında %21,1 iken 2022 yılında %20,2’dir.
- Cinsiyet bazlı bakıldığında 2022 yılında kadınların %23,6 oranında obez, %30,9 oranında aşırı kilolu olduğu; erkeklerin %16,8’inin obez ve %40,4’ünün aşırı kilolu olduğu bulunmuştur.
Dünya Obezite Federasyonu tarafından yayınlanan Dünya Obezite Atlası 2022, 2030 yılına kadar dünya çapında bir milyar insanın obeziteyle yaşayacağını öngörmektedir.
Fonksiyonel beslenme; besinlerin sağlığın temel bir bileşeni olduğunu vurgular, beslenme alışkanlıklarına odaklanırken aynı zamanda sağlığın, diyetin ve genel yaşam tarzının her yönünün dikkate alınmasını önemser. Fonksiyonel beslenme bireyin besin seçimlerini etkileyebilecek fiziksel aktivite düzeyleri, çevresel faktörler ve kronik hastalık varlığı gibi yaşam tarzı faktörlerini dikkate alır diyete bütünsel bir bakış açısıyla yaklaşır.
Bir besin, sağlığın geliştirilmesi ve refahı ve/veya kronik hastalıkların azaltılması amacıyla, besinsel etkilerin ötesinde, insan organizmasındaki hedef işlevler üzerinde yapıcı etkilere sahipse fonksiyonel olarak kabul edilebilir. Fonksiyonel besinler besleyici değerinin yanı sıra bireyin sağlığı, fiziksel performansı veya ruh hali üzerinde olumlu etkisi olan herhangi bir gıda olarak tanımlanabilir. Fonksiyonel besinler, sağlığı iyileştirmek veya hastalık riskini azaltmak/önlemek için çeşitli bileşenler içermeli ve temel beslenmenin ötesinde faydalar sağlamalıdır ayrıca fonksiyonel besinlerin sağlık özelliklerinin bilimsel kanıtlarla desteklenmesi gerekmektedir. Fonksiyonel besinler, fonksiyonel bir madde içeren doğal bir gıda (domatesin likopen içermesi) veya bir fonksiyonel madde (iyotlu tuz) veya zararlı bileşimi çıkarılmış bir gıda (sodyumu azaltılmış tuz) olabilir. Ayrıca gıdanın içindeki bazı bileşiklerin değiştirilmesi, biyoyararlanımın arttırılması (işlenmiş domatesteki likopen değişimi) ve bunların farklı kombinasyonları kullanılarak fonksiyonel gıdalar üretilmektedir. Besinlerin fonksiyonel hale getirilmesi için gıdalara fenolik maddeler, antioksidanlar, diyet lifleri, oligosakkaritler, probiyotikler, prebiyotikler, vitaminler, çoklu doymamış yağ asitleri, kükürt içeren bileşenler, fitoöstrojenler ve bitki sterolleri eklenebilmektedir. Fonksiyonel besinler bir organizmanın vücudunu olumlu yönde etkileyebilir, vücudun temel gereksinimlerini karşılayabilir ve konakçı vücudu yetersiz beslenme hastalıklarına karşı koruyabilir ve çeşitli zararlı parçacıkları vücuttan uzaklaştırabilir.
Fonksiyonel besin bileşenleri, fonksiyonel besinlerin üretiminde kullanılan biyoaktif bileşiklerdir. Besinlerde doğal olarak bulunabilir veya besinlere fonksiyonel bileşenler olarak eklenebilirler. Fonksiyonel besin bileşenleri karotenoidler, izotiyosiyanatlar, diyet lifi, fenolik asitler, yağ asitleri, bitki stanolleri ve sterolleri, flavonoidler, polioller, soya proteini, prebiyotikler ve probiyotikler, fitoöstrojenler, vitaminler ve minerallerdir.
Fonksiyonel besin bileşenlerinin sadece tam tahıl, meyve ve sebze gibi bitkisel kaynaklardan geldiği düşünülmekteydi son çalışmalarla birlikte süt, fermente süt ürünleri ve soğuk su balıkları gibi hayvansal ürünlerde de probiyotik, prebiyotik, simbiyotik (prebiyotik ve probiyotiklerin birleşik ürünleri), doymamış yağ asitleri gibi fonksiyonel besin bileşenleri olduğu bulunmuştur.
Biyoaktif bileşikler besinlerde az miktarda bulunmaktadır. Biyoaktif bileşenler; resveratrol, epigallokateşin-3-gallat, kurkumin, oleuropein, sülforafan, kuersetin, elajik asit, antosiyaninler, b-glukanlar olarak sıralanabilir. Biyoaktif bileşikler; özellikle üzüm, nar gibi kırmızı mor meyvelerde, yeşil çay, zerdeçal, zeytinyağı, kuruyemişte bulunur.
Antioksidan içeriği yüksek gıdalar: Özellikle yeşil yapraklı sebzeler (brüksel lahanası, brokoli, ıspanak gibi) ve kırmızı mor renkte meyveler (goji berry, acai, ahududu, yaban mersini), tatlı patates, havuç, biber, spirulina, buğday çimi
Yüksek lifli gıdalar: Sebzeler, taze meyveler, avokado, tam tahıllar, baklagiller, kuruyemiş
Kuruyemiş ve tohumlar: badem, kaju fıstığı, antep fıstığı, macadamia fıstığı, Brezilya cevizi, chia tohumu, keten tohumu, kenevir tohumu, kabak çekirdeği
Baklagiller: Siyah fasulye, nohut, kuru fasulye, mercimek
Tam tahıllar: Yulaf, arpa, karabuğday, esmer pirinç, kuskus
Omega-3 gıdaları: Somon, sardalye, uskumru, ceviz, chia tohumu ve keten tohumu
Probiyotik gıdalar: Yoğurt, kefir, kombucha, kimchi, lahana turşusu, sirke
Prebiyotik gıdalar: Pırasa, soğan, sarımsak, muz, patates, kuşkonmaz, enginar, fasulye, yulaf ezmesi
Çaylar, otlar ve baharatlar: Yeşil çay, siyah çay, kahve, zerdeçal, tarçın, zencefil, kırmızı biber
Obezitenin metabolik sonuçlarının etkisini azaltmak amacıyla alternatif yollar araştırılmıştır. Obezite tedavisinde fonksiyonel besinlerin dengeli bir diyet ile birleştirilmesiyle fayda sağlanabilir. Dengeli beslenmenin bir parçası olarak fonksiyonel besinlerin sık tüketilmesi, vücut yağı ve BKİ gibi antropometrik ölçümleri de etkileyebilir.
- 300 sağlıklı gönüllüyle yapılan bir çalışmada, bu fonksiyonel besinleri hiç tüketmemiş olanların aksine, sık sık gojiberry, kızılcık ve nar tüketenlerde BKİ'nin azaldığı bulunmuştur.
- Bir meta-analiz sonuçları, yeşil çay kateşinlerini kafeinle birlikte tüketen bireylerin BKİ, vücut ağırlığı ve bel çevresinin azaldığını göstermiştir.
- 2018 yılında yayımlanan bir meta-analizde probiyotiklerin uygulanması, plaseboyla karşılaştırıldığında vücut ağırlığında, BKİ’de ve yağ yüzdesinde önemli bir azalmaya yol açtığı bulunmuştur.
- Acı biberin biyoaktif bileşeni olan kapsaisinin termojenezi uyardığı, açlığı azalttığı bilinmektedir yapılan bazı çalışmalarda acı biber tüketiminin BKİ, vücut yağı, bel-kalça oranının azalması ve kas kütlesinin artırılmasıyla ilgili olduğu bulunmuştur.
- Meyveler, antosiyanidinler, lif ve vitaminler gibi polifenoller açısından zengindir. Meyve ve özellikle nar tüketimi BKİ'nin azalmasıyla ilişkilidir.
- Ulusal Sağlık ve Beslenme İnceleme Araştırması (NHANES), kızılcık ve kızılcık ürünlerinin alımının vücut ağırlığı, BKİ, bel çevresi gibi antropometrik ölçümlerin azaltılması, normal kilonun korunmasına yardımcı olmak gibi faydaları olduğunu belirtmiştir.
- Kuruyemişler yağlı bileşikler açısından zengin olmasına rağmen, vücut ağırlığının korunması, ağırlık kontrolüne yardımcı olması ve tokluğun artmasıyla ilişkilendirilebilir.
- Zeytinyağı ve avokadonun orta düzeyde tüketiminin BKİ'yi azalttığı gözlemlenmiştir.
Sonuç olarak; artan obezite oranlarına bağlı olarak farklı tedavi stratejilerine yönelim olmuştur. Fonksiyonel besinler çeşitli mekanizmalar ve içerdikleri biyoaktif bileşikler sayesinde ağırlık yönetimine ancak yeterli ve dengeli bir diyet içine dahil edilirse yardımcı olabilirler.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından vücutta anormal veya aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanan obezite, ciddi bir halk sağlığı sorunudur. Obezite tanısında kullanılan ve boy-kilo ile hesaplanan beden kitle indeksi (BKİ), vücuttaki yağ oranının hesaplanmasında yetersiz kalmaktadır. Yağlanma hakkında bilgi veren antropometrik ölçümlerden bel çevresi ve boyun çevresinin cinsiyete bağlı olarak belli aralıklarda olması istenmektedir. Obezitenin sosyodemografik, davranışsal ve genetik nedenleri bulunmakla birlikte obezite bulaşıcı olmayan hastalıklar (hipertansiyon, kardiyovasküler hastalıklar, uyku apnesi, karaciğer yağlanması, depresyon vb.) için önemli bir risk faktörüdür. Fonksiyonel gıda besleyici değerinin yanında bireyin sağlığı, fiziksel performansı, ruh hali üzerinde olumlu bir etkisi olan gıdalardır. Çok çeşitli fonksiyonel gıda bileşenleri bulunmakla beraber son çalışmalar sadece bitkisel gıdaların değil, hayvansal gıdaların da fonksiyonel gıda olabileceğini ortaya koymuştur. Fonksiyonel gıdalar koyu yeşil yapraklı sebzeler, meyveler, probiyotik-prebiyotik gıdalar, lifli gıdalar, tam tahıllar gibi çok çeşitli besinlerde bulunmaktadır. Obezite tedavisinde fonksiyonel gıdalar incelendiğinde bel çevresi ve BKİ gibi antropometrik ölçümlerde iyileşmeler olduğu bu sonuçların ancak fonksiyonel gıdaların yeterli ve dengeli bir diyete dahil edilmesi ile mümkün olduğu bulunmuştur. Obezite tedavisinde kurtarıcı tek bir besin yoktur.
Al-Raddadi R et al. The prevalence of obesity and overweight, associated demographic and lifestyle factors, and health status in the adult population of Jeddah, Saudi Arabia. The Adv Chronic Dis (2019).
Borgeraas H et al. Effects of probiotics on body weight, body mass index, fat mass and fat percentage in subjects with overweight or obesity: a systematic review and meta‐analysis of randomized controlled trials. Obes Rev (2018).
Endalifer ML and Diress G. Epidemiology, predisposing factors, biomarkers, and prevention mechanism of obesity: A systematic review. J Obes (2020).
Konstantinidi M and Koutelidakis AE. Functional foods and bioactive compounds: A review of its possible role on weight management and obesity’s metabolic consequences. Medicines (2019).
Liu BN et al. Gut microbiota in obesity. World J Gastroenterol (2021).
Narciso J et al. Behavioral, contextual and biological factors associated with obesity during adolescence: A systematic review. PloS one (2019).
Nataraj BH et al. Postbiotics-parabiotics: The new horizons in microbial biotherapy and functional foods. Microb Cell Factories, (2020).
Nina Zorfass. What Is Functional Nutrition? (2022).
Ntrigiou V et al. Functional food consumption correlates with anthropometric characteristics and body composition in healthy adults. Curr Topics Nutraceut Res (2018).
Phung OJ et al. Effect of green tea catechins with or without caffeine on anthropometric measures: A systematic review and meta-analysis. Am J Clin Nutr (2010).
Shaikh S. Sources and health benefits of functional food components. Curr Topics Funct Food (2022).
Türkiye Beslenme Rehberi TÜBER 2022, T.C. Sağlık Bakanlığı Yayın No: 1031, Ankara 2022.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Türkiye Sağlık Araştırması 2022 (01 Haziran 2023).
WHO, Obesity and overweight (2021).
Wollner M et al. Accuracy of the WHO's body mass index cut-off points to measure gender-and age-specific obesity in middle-aged adults living in the city of Rio de Janeiro, Brazil. J Public Health Res (2017).
Zohoori FV. Nutrition and Diet. The Impact of Nutrition and Diet on Oral Health (2020).