
Kalsiyum insan vücudunda hayati bir bileşendir, kemik ve diş sağlığının korunmasında çok önemli bir rol oynar. Bununla birlikte, işlevi bununla sınırlı değildir ve vücuttaki bir dizi başka süreçte de rol oynar. Kas kasılması, sinir iletimi, enzim aktiviteleri ve kan pıhtılaşması dahil olmak üzere çok sayıda biyokimyasal süreçte kritik bir düzenleyici olarak işlev görür. Kalsiyumun çoğunluğu kemiklerde depolanırken, iyonik formu hücre içi ve hücre dışı sıvılarda bulunur ve burada hücresel sinyal iletimi ve metabolik süreçlerde önemli roller oynar.
Gıda kaynakları genellikle kalsiyum ihtiyacını karşılar. Aşağıdaki gıdalar tipik olarak önemli kalsiyum kaynakları olarak kabul edilir:
Süt ve süt ürünleri: Peynir, yoğurt ve kefir gibi süt ürünleri kalsiyum açısından zengindir.
Koyu yeşil sebzeler: Ispanak, brokoli ve lahana gibi sebzeler kalsiyum açısından zengindir.
Fındık ve tohumlar: Badem, susam ve chia tohumu gibi ürünler önemli kaynaklardır.
Deniz ürünleri: Sardalya ve hamsi gibi küçük kılçıklı balıklar da iyi birer kalsiyum kaynağıdır.
Kalsiyum eksikliği kalsiyum takviyeleri ile de tedavi edilebilir. Yiyeceklerden yeterince kalsiyum alamayan kişiler için önerilir.
Vücudun kalsiyumu etkili bir şekilde kullanabilmesi için öncelikle bağırsaklardan emilmesi gerekir. Bu süreci etkileyen faktörler arasında emilimi artırdığı ve kemik dokusuna geçişini kolaylaştırdığı kanıtlanmış olan D Vitamini de bulunmaktadır.
Fosfor ve Magnezyum: Dengede olduklarında kemik sağlığını desteklerler; ancak fazla fosfor alımı kalsiyumun etkisini azaltabilir.
Besin içeriği: Oksalat ve fitat gibi bileşiklerin (örneğin tam tahıllar ve bazı sebzeler) emilimi engellediği gösterilmiştir.
Mide asidi seviyesi: Yetersiz mide asidi kalsiyum emilimini azaltabilir.
Kalsiyum seviyelerinin değerlendirilmesi tipik olarak bir kan testi kullanılarak yapılır ve beklenen aralık aşağıdaki gibidir:
- Toplam Kalsiyum (Serum Kalsiyumu): 8,5 - 10,5 mg/dL
- İyonize Kalsiyum: 4,5 - 5,6 mg/gün. Bu değerlerin testi yapan laboratuvara göre küçük farklılıklar gösterebileceği unutulmamalıdır. Bu aralıkların altına düşen veya üstüne çıkan seviyeler çeşitli sağlık komplikasyonlarının göstergesi olabilir. Düşük seviyeler hipokalsemiye, yüksek seviyeler ise hiperkalsemiye neden olabilir.
Kalsiyum seviyelerindeki dengesizliğin bir dizi sağlık komplikasyonuna yol açtığı gösterilmiştir.
Hipokalsemi (Kalsiyum Eksikliği): Bu dengesizlik; kas spazmları, kemik kaybı, diş çürümesi ve sinir iletiminde bozukluklar gibi çeşitli belirtilerle kendini gösterebilir.
Hiperkalsemi (Kalsiyum Fazlalığı): Aşırı kalsiyum düzeyleri ise böbrek taşı oluşumu, kabızlık ve kalp ritim bozuklukları (kardiyak aritmiler) gibi sağlık sorunlarına yol açabilir.
Kemikler vücudumuzda kalsiyum deposu görevi yapar. Kalsiyumun çoğu kemiklerde depolanır. Yeterli miktarda kalsiyum almak; kemik yoğunluğu, dayanıklılığı ve iskelet sistemi hastalıklarının (örneğin osteoporoz) önlenmesi için önem arz etmektedir. Yaşla birlikte vücutta azalan kalsiyum dışardan yeterli miktarda alınmasıyla birlikte kemiklerde kırık riskini azaltır, ergenlik ve çocukluk dönemlerinde kemik gelişimine katkı sağlar. Ancak fazla miktarda kalsiyum da kemiklerde kireçlenme, kemiklerin aşırı sertleşmesine neden olarak kemik sağlığını olumsuz etkilemektedir.
Kasların kasılıp gevşemesinde kalsiyum önemli minerallerden birisidir. Kas hücrelerinde depolanan kalsiyum kasılma sırasında salınır ve kasların hareket etmesini sağlar. Kalsiyum eksikliğinde kas krampları, kaslarda güçsüzlük ve kas yorgunlukları görülür. Kalsiyum fazlalığında ise kaslarda sertlik ve normal olmayan kasılmalar görülebilir.
Kalsiyum sinirlerin sinyal iletiminde rol alır. Kalsiyum eksikliğinde; depresyon, karıncalanma, uyuşma ve hafıza problemlerine sebep olabilir. Kalsiyum fazlalığında ise aşırı sinirsel uyarılmalardan dolayı bilinç bulanıklığı, odaklanma sorunları, kasılmalar görülebilir.
Kalsiyum, kalp kaslarının düzenli çalışmasını sağlar ve damarların daralıp genişlemesinde önemli rol oynar. Eksikliği durumunda düşük tansiyon ve kalp ritim bozuklukları görülebilir. Kalsiyum fazlalığı ise hiperkalsemiye yol açabilir; bu durum da ateroskleroz (damar sertliği) ve hipertansiyon gibi dolaşım sistemi sorunlarına neden olabilir.
Kalsiyum, mide asidi üretiminin düzenlenmesinde görev alır ve bağırsaklardan su ile diğer minerallerin emilimini destekler. Eksikliğinde sindirim problemleri ortaya çıkabilirken, fazlalığı ise kabızlık gibi sorunlara yol açabilir.
Kalsiyum böbreklerin idrarı süzme işleminde görev alır. Eksikliğinde böbrek fonksiyonlarında sıkıntılara yol açabilir. Fazlalığında uzun vadede böbrek taşı oluşumuna neden olabilir.
1. Sadece süt ve süt ürünleri kalsiyum kaynağıdır.
- Bu doğru değildir; kalsiyum, yeşil yapraklı sebzeler, fındık, balık gibi süt ürünleri dışında da birçok besinde bulunur.
2. Kalsiyum sadece kemikler için gereklidir.
- Kalsiyum, kemikler için önemli olsa da, aynı zamanda kas fonksiyonları, sinir iletimi ve kanın pıhtılaşması gibi vücutta birçok başka önemli işlevi vardır.
3. Kalsiyum takviyeleri her zaman gereklidir.
- Çoğu kişi, yeterli miktarda kalsiyumu günlük beslenmeleriyle alabilir, bu yüzden takviye almak sadece doktor önerisiyle yapılmalıdır.
4. Kalsiyum alımını artırmak, kemikleri güçlendirmek için yeterlidir.
- Kemik sağlığı sadece kalsiyumla ilgili değil; D vitamini, magnezyum ve düzenli egzersiz gibi faktörler de kemik sağlığı için çok önemlidir.
5. Kalsiyum takviyesi almak, kemik erimesini engeller.
- Kalsiyum takviyeleri kemik sağlığını desteklese de, kemik erimesini engellemek için beslenme, egzersiz ve diğer yaşam tarzı faktörlerine dikkat etmek gereklidir.
6. Kalsiyum takviyeleri böbrek taşlarına yol açmaz.
-
Aksine, aşırı kalsiyum takviyesi alımı, böbrek taşı oluşumuna neden olabilir , bu yüzden önerilen miktarı aşmamak önemlidir.
7. Kalsiyum alımını artırmak, yüksek tansiyon riskini artırır.
- Kalsiyum, aslında kan basıncını dengeleyebilir ve yüksek tansiyonu kontrol altına alabilir. Aksine, yeterli kalsiyum alımı tansiyonu düşürebilir.
8.Kalsiyumun fazla alınması vücuttan atılır, zarar vermez.
- Fazla kalsiyum, vücutta birikerek böbrek taşlarına, kabızlığa ve kalp sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle aşırı alımından kaçınılmalıdır.