Sirkadiyen ritimler, vücudumuz tarafından üretilen biyolojik ritimlerdir. "Sirkadiyen" kelimesi yaklaşık bir gün anlamına gelir ve sirkadiyen ritim yaklaşık 24 saatlik döngüde meydana gelen biyolojik süreçlerdeki ritmik değişiklikler olarak tanımlanır. Sirkadiyen saat, Dünya'nın günlük dönüşünü takip etmek amacıyla uyum kazanmıştır ve organizmaların gün doğumunu tahmin etmesine, düzenli uyku-uyanıklık döngüleri oluşturmasına ve metabolik ihtiyaçlarını verimli bir şekilde yönetmesine olanak tanır. Bahsedilen zaman tutma mekanizması insanlarda da korunmuş olup, neredeyse her organ ve hücre 24 saatlik döngüde senkronize olarak çalışır. Bu senkronizasyon, aktif zaman diliminde enerji üretimini optimize eder ve dinlenme dönemlerinde enerji tasarrufu, hücresel onarım ve yenilenmeyi destekler. Sirkadiyen ritimler, beyinde bulunan merkezi saat (suprakiazmatik çekirdek, SCN; Suprachiasmatic nucleus) tarafından üretilir ve koordine edilir. Her gün, aydınlık-karanlık döngüsü yemek saatleri, çalışma saatleri ve sosyal etkileşimler gibi çevresel ipuçları sirkadiyen ritimlerin 24 saatlik periyoda ayarlanmasına yardımcı olur. Işık, sirkadiyen saatin senkronizasyonunda görev alan temel sinyaldir ve gözde bulunan fotoreseptörler aracılığıyla algılanan ışık bilgisi retinal gangliyon hücreleri aracılığıyla beyne iletilir.
Sirkadiyen ritim bozuklukları, birçok sağlık sorunu ile ilişkilidir. Sirkadiyen ritim bozulduğunda uyku bozuklukları, kardiyovasküler hastalıklar, diyabet ve obezite gibi metabolik hastalıklar, kanser, nörolojik hastalıklar ve majör depresif bozukluk ve bipolar bozukluk gibi psikiyatrik hastalıklar dahil olmak üzere çeşitli sağlık sorunları ortaya çıkabilir veya var olan hastalıkların seyri kötüleşebilir. Uyku bozuklukları sirkadiyen ritim bozukluklarıyla yakından ilişki göstermekte ve sirkadiyen ritimlerle ilişkisi açışından en çok incelenen sağlık sorunlarının başında yer almaktadır. Kısmen kişisel tercihlerden etkilenmekle birlikte, uyku zamanlaması, süresi ve düzeninin ana düzenleyicisi sirkadiyen saattir. Yeterli uyku, fizyolojik işlevlerin sürdürülmesi, bilişsel performansın artırılması ve duygusal iyilik halinin desteklenmesi için çok önemlidir ve bu unsurlar genel sağlık halinin korunması için büyük önem taşırlar.
Uluslararası Uyku Bozuklukları Sınıflandırmasına göre, sirkadiyen ritimle ilişkili uyku bozuklukları, içsel sirkadiyen saat ile çevresel döngüler arasındaki uyumsuzluktan kaynaklanan kronik ve tekrarlayıcı uyku-uyanıklık döngüsü bozukluklarıdır. Bu bozukluklar, uykunun çok erken veya çok geç gerçekleşmesine, her gün uyku zamanlamasının kaymasına veya uykunun tutarlı bir modelden yoksun olmasına neden olabilir. Belirli özelliklerine göre sınıflandırılmış çeşitli sirkadiyen uyku bozukluklarının alt tipleri bulunmaktadır. Sirkadiyen uyku bozuklukları durumunda, tercih edilen uyku saatleri, sosyal aktiviteler ve çalışma programları uyumsuzluk gösterir ve bireylerin sağlıklı bir uyku-uyanıklık döngüsünü sürdürmesi zorlaşır.
Gecikmiş uyku fazı bozukluğu, kişinin uyku-uyanıklık döngüsünün beklenen uyku düzenine göre önemli ölçüde geciktiği bir sirkadiyen ritim uyku bozukluğudur. Gecikmiş uyku fazı bozukluğu olan bireyler genellikle gece geç saatlerde uyumayı ve sabah geç saatte veya öğleden sonra uyanmayı tercih ederler. Bu gecikmeye rağmen, doğal düzenlerine uygun uyuyup uyandıklarında uyku kaliteleri ve süreleri normaldir. Ergenler ve genç yetişkinler arasında daha yaygındır ve birçok vakada ailede aynı hastalık öyküsü görülür.
Erken uyku fazı bozukluğu olan kişiler, normal kabul edilen uyku düzenine göre daha erken bir uyku-uyanıklık döngüsüne sahiptir. Bu bireyler genellikle "sabahçı tipler" olarak tanımlanır ve çoğunlukla akşam 6 ile 9 arasında uyur, sabah 2 ile 5 arasında uyanırlar. Tercih ettikleri erken programa bağlı kaldıklarında uyku düzenleri tutarlı kalır. Erken uyku fazı bozukluğu, orta yaşlı ve yaşlı yetişkinlerde daha yaygındır ve yaşla birlikte görülme sıklığı artar.
Düzensiz uyku-uyanıklık ritim bozukluğu, uyku-uyanıklık döngüsünün bölünmüş ve düzensiz olduğu, uykunun 24 saatlik süre boyunca birden fazla kısa uyku dönemleri halinde bölündüğü bir durumdur. Etkilenen bireyler genellikle tek bir kesintisiz uyku dönemini deneyimleyemez. Bu bozukluk, şizofreni, Alzheimer hastalığı ve otizm spektrum bozukluğu gibi nöropsikiyatrik durumları olan bireylerde daha sık görülür.
Bu bozukluk, uyku-uyanıklık döngüsünün 24 saatten uzun bir ritim gösterdiği ve her gün ilerleyerek kaydığı bir durumu içerir. Sıklıkla beyin, çevresel ışık ipuçlarından yoksun olduğunda ortaya çıkar ve genellikle görme engelli bireyleri etkiler. 24 saate senkronize olmak için aydınlık-karanlık döngüsüne ihtiyaç duyan sirkadiyen ritimler, daimî karanlık durumunda bu senkronizasyonu sağlayamaz.
Jet lag, uzun mesafeli bir seyahat ile farklı bir zaman diliminde yer alan bir noktaya varıldığında, beynin iç saatinin yeni çevreyle uyum sağlayamaması nedeniyle ortaya çıkar. Bu uyumsuzluk, gün içi yorgunluk, ruh hali değişiklikleri, baş ağrısı, konsantrasyon zorluğu ve sindirim sorunları gibi semptomlara neden olabilir. Jet lag, iki veya daha fazla zaman diliminin geçildiği bir seyahatten sonra bir ya da iki gün içinde başlar. Zaman farkına tamamen uyum sağlamak için yola çıkılan nokta ve varılan nokta arasındaki her saatlik zaman farkı için yaklaşık bir gün gerekir. Semptomların şiddeti seyahat edilen zaman dilimi sayısı arttıkça artış gösterir ve doğu yönünde olan seyahatlerde batı yönüne olan seyahatlerden daha zor uyum sağlanır. Jet lag her yaştan bireyi etkileyebilir, ancak yaşlı bireylerde semptomlar genellikle daha şiddetli olur ve iyileşme daha yavaş gerçekleşir.
Vardiya usulü çalışmaya bağlı uyku bozukluğu, çalışma saatlerinin normal uyku dönemleriyle çakışması durumunda ortaya çıkar. Vardiya sırasında çalışırken uyku ihtiyacı hissetme durumuna ve iş sonrası gündüz uyuma güçlüğüne neden olur. Vardiya çalışmasına uyum, sirkadiyen saat tarafından şekillenen doğal uyku ve uyanıklık tercihlerine bağlı olarak değişir. Sabahları aktif olan sabahçıl kronotipteki bireyler, gece vardiyalarından sonra gündüz uyumakta zorlanacakları için genellikle daha az gündüz uykusu alır ve uyumda zorlanırlar. Çeşitli medikal durumlar ve psikiyatrik hastalıklar, uyku apnesi gibi uyku bozuklukları bulunan kişiler vardiya usulü çalışmaya bağlı uyku bozukluğu açışından daha yüksek risk altında olabilirler. Ayrıca, sürekli olarak vardiya usulü çalışanlar, depresyon gibi psikiyatrik bozuklukları da içeren çeşitli sağlık sorunları açısından artan risk altındadır.
Sirkadiyen ritim uyku bozukluklarının teşhisinde şu kriterler kullanılır:
Uyku-uyanıklık döngüsünde, sirkadiyen saatle ilişkili olarak veya çevresel döngülerle uyumsuzluktan kaynaklanan, kronik ya da tekrarlayıcı bir değişiklik olması.
Gündüz aşırı uyku eğilimi, gece uykusuzluğu veya her ikisi gibi uyku ile ilgili sorunların varlığı.
Günlük işlevlerin bozulması ve sosyal ya da profesyonel aktivitelerin önemli ölçüde etkilenmesi.
Not: Semptomların en az 3 ay boyunca devam etmesi ve başka uyku bozukluklarına veya psikiyatrik sorunlara bağlanmaması gerekir. Jet lag bozukluğu için 3 ay boyunca devam etme gerekliliği söz konusu değildir.
Sirkadiyen uyku bozukluklarının nedenleri hem içsel hem de çevresel faktörleri içerir. Aşağıdaki faktörler, sirkadiyen ritim uyku bozukluğu geliştirme riskini artırabilir:
Genetik: Sirkadiyen saati düzenleyen bazı genlerdeki polimorfizmler veya mutasyonlar sirkadiyen ritimleri etkileyerek uyku bozukluklarına neden olabilmektedir.
Kronotipler: Kronotip, bir bireyin doğal uyku ve uyanıklık tercihlerini tanımlar ve sirkadiyen saat tarafından şekillendirilir. Belirli kronotipler bazı sirkadiyen ritim uyku bozukluklarına daha yatkındır. Örneğin, doğal olarak geç uyuyup geç uyanan akşamcıl kronotipler, sabahçıl kronotiplere göre gecikmiş uyku fazı bozukluğu göstermeye daha eğilimlidir.
Nöropsikiyatrik bozukluklar: Beyin hasarı, duygu durum bozuklukları, şizofreni, Parkinson hastalığı ve demans gibi durumlar
Gece vardiyasında çalışmak
Farklı zaman dilimlerine sık seyahat etmek
Yaşam tarzı değişiklikleri:
Tutarlı bir günlük rutin oluşturun ve bu rutine devam edin.
Uyanıklığı artırmak ve iç saatinizi düzenlemek için gündüz saatlerinde dışarıda zaman geçirin ve gündüz doğal ışığa maruz kalın.
Özellikle akşamları kafein, nikotin ve alkol tüketiminden kaçının.
Elektronik cihazlardan gelen mavi ışık gibi yapay ışık kaynaklarına maruziyeti özellikle yatmadan birkaç saat önce sınırlayın, çünkü mavi ışığa maruziyet uykuya dalmanızı engelleyebilir.
Tedavi seçenekleri:
Sirkadiyen ritim bozukluklarının tedavi seçenekleri, bozukluğun türüne ve altta yatan nedenlere bağlı olarak değişkenlik gösterir. Tedavi, ışık terapisi, melatonin veya hipnotikler gibi ilaçları ya da her ikisinin kombinasyonunu içerebilir.
Sirkadiyen ritimleri ve doğal aydınlık-karanlık döngüsünü doğru şekilde senkronize etmek, sirkadiyen ritim bozukluklarının önlenmesinde büyük önem taşımaktadır. Bunu sağlamak için, sabahları özellikle doğal ışığa düzenli şekilde maruz kalmak, iç saati senkronize etmeye yardımcı olabilir. Ayrıca, akşamları parlak yapay ışığa, özellikle mavi ışığa maruz kalmaktan kaçınmak, uykuya geçişin gecikmesini önlemek için eşit derecede önemlidir. Hafta sonları bile tutarlı bir uyku-uyanıklık programı takip etmek, sirkadiyen ritimleri güçlendirecektir.
Sirkadiyen ritmi korumak ve düzgün bir uyku düzenine sahip olmak, önemli biyolojik fonksiyonları düzenlemek ve genel sağlık durumunu desteklemek için gereklidir. Sirkadiyen uyku bozukluklarını anlamak hem fiziksel hem de zihinsel sağlık üzerindeki etkilerini en aza indirmek için büyük önem taşımaktadır. Eğer uykuya dalmakta, uykuda kalmakta, sabahları uyanmakta zorlanıyor veya gün boyunca aşırı yorgun hissediyorsanız, bir sağlık uzmanına danışmanız önemlidir, çünkü sirkadiyen ritim bozuklukları sağlığınızı önemli ölçüde etkileyebilir.
* Kronotip, bir bireyin sirkadiyen saatten etkilenen uyku ve uyanma zamanları için doğal tercihini tanımlar.
Levi FA, et al., Circadian Regulation of Drug Responses: Toward Sex-Specific and Personalized Chronotherapy. (2024).
2. Allada R and Bass J, Circadian Mechanisms in Medicine. (2021).
3. Civelek E, et al., Circadian Dysfunction in Adipose Tissue: Chronotherapy in Metabolic Diseases. (2023).
4. Logan RW and McClung CA, Rhythms of life: circadian disruption and brain disorders across the lifespan. (2019).
5. Goldbeter A and Leloup JC, From circadian clock mechanism to sleep disorders and jet lag: Insights from a computational approach. (2021).
6. Auger RR, et al., Clinical Practice Guideline for the Treatment of Intrinsic Circadian Rhythm Sleep-Wake Disorders: Advanced Sleep-Wake Phase Disorder (ASWPD), Delayed Sleep-Wake Phase Disorder (DSWPD), Non-24-Hour Sleep-Wake Rhythm Disorder (N24SWD), and Irregular Sleep-Wake Rhythm Disorder (ISWRD). An Update for 2015: An American Academy of Sleep Medicine Clinical Practice Guideline. (2015).
7. Crouse JJ, et al., Circadian rhythm sleep-wake disturbances and depression in young people: implications for prevention and early intervention. (2021).
8. Dollish HK, Tsyglakova M, and McClung CA, Circadian rhythms and mood disorders: Time to see the light. (2024).
9. Meyer N, et al., Circadian rhythms and disorders of the timing of sleep. (2022).
10. Taillard J, et al., Sleep timing, chronotype and social jetlag: Impact on cognitive abilities and psychiatric disorders. (2021).