
Menopoz sadece kadınların yaşadığı tıpkı bebeklik, ergenlik gibi hayatlarındaki bir dönemdir. Bu dönemde yumurtalıklar artık işlevsiz hale gelir ve hormon üretimi zamanla azalır. Menopoz yaşı dünya genelinde ortalama 45-55 yaş arasında değişkenlik göstermekle birlikte 40 yaşından önce meydana gelen menopoz; erken menopoz olarak kabul edilmektedir.
Geçmişe baktığımızda ve insanlığın milyonlarca yıllık tarihini düşündüğümüzde yaklaşık 150 yıl öncesine dek ortalama insan ömrü 45-50 yıldı. Başka bir açıdan bakacak olursak kadın 50 yıllık yaşamının 40 yaşında menopoza giriyor ve kadının yumurtalıkları işlevsiz hale geldiğinde zaten yaşam ömrü de ya duruyor ya da sonuna yaklaşıyordu. Bu durumda menopoza giren kadın için bir şey yapmaya gerek kalmıyor ve her şey doğal sürece bırakılıyordu.
Günümüz modern kadının yaşam döngüsüne geldiğimizde ise yaşam ömrünün 80-100 yaş aralığına ulaştığı (birçok ilaç ve takviye edici gıda ARGE çalışmaları bu süreyi neredeyse 200’lü yıllara yaklaştırmayı hedefliyor) ve modern hayattaki çalışma süresinin 65’li yaşlara çıktığını görmekteyiz. Kaldı ki; bugünkü gebelikler artık 35 yaş ve sonraki yıllara planlı bir şekilde ertelenmektedir. Peki bu süreçte sizce kadın yaklaşık 150 yıl ve daha öncesinde olduğu gibi doğal sürecine mi bırakılmalı? Yoksa sağlıklı yaşam ömrünü destekleyen, menopoz ve sonraki süreçlerinde osteoporoz, kanser, kalp hastalıkları gibi birçok önemli sağlık problemlerine engel olacak tedavi ve yaklaşımlarla desteklenmeli midir? Günümüzde kadının bu dönemini destekleyecek birçok yol ve metot bulunmaktadır.
Bu dönem menopoz öncesi östrojen seviyesinin azalmaya başladığı ve hormon seviyelerinde dalgalanmalar yaşandığı dönemdir. Bu hormonal değişiklikler kadında adet düzensizlikleri, sıcak basmaları, gece terlemeleri, ruh hali değişiklikleri, uyku sorunları, düşük libido ve vajinal kuruluk gibi sıkıntıların gözlemlenmesi ile dikkat çeker. Bu süreç her kadında farklılık gösterebilir.
Premenopoz ile başlayan kadının bu sürecinde doğru yaklaşım ve tedaviler kişiyi günlük hayatta çok rahatlatacak ve bu dönemi daha sağlıklı atlatmasını sağlayacaktır. Kişinin hastalığından bağımsız olarak stresi, uyku düzeni, beslenme alışkanlıkları da mutlaka iyileştirilmelidir. Ayrıca son yıllarda yapılan birçok çalışmaya göre bireyin östrojen metabolizmasına bakılıp kişiye özel biyoeşdeğer hormon replasman tedavisinin yapılması hem menopoz sürecinin kolay atlatılmasını hem de östrojen hormonu azlığı kaynaklı oluşabilecek problemlerin önlenmesini destekleyecektir.
Black Cohosh (Karayılan Kökü): Oldukça güvenli bir takviye olup özellikle sıcak basmalarında etkindir.
Magnezyum: Magnezyum, menopoz sürecinde vücut sağlığı için önemli bir mineraldir. Azalan östrojen seviyeleri, kemik yoğunluğunun azalmasına ve osteoporoz riskinin artmasına neden olabilir. Magnezyum, bu süreçte kemik sağlığını desteklemenin yanı sıra uyku kalitesini düzenlemeye ve Alzheimer'a karşı korunmaya yardımcı olabilir. Sinir sistemi için glisinat formu, alzheimer’a karşı koruma için L-treonat formu, enerji desteği için malat formu, uyku kalitesini artırmak için ise sitrat formu tercih edilebilir.
Vitamin D: Osteoporoz riskini azaltmak, bağışıklık sistemini desteklemek ve değişen ruh halini pozitif yönde etkilemek için önemli takviyelerden biridir. Özellikle D3K2 formlarından faydalanılabilir. Burada K2 vitamini ile birlikte alınması vücuttaki kalsiyumun kana geçmesini önleyip kemiklerde depolanmasını sağlayarak kemiklerin güçlenmesini desteklerken aynı zamanda kalsiyumun dokularda birikiminin de önüne geçmiş olur.
Kalsiyum: Kemik sağlığı korumak için azalan östrojene bağlı osteoporoz riskine karşı kullanılabilir.
Hayıt Tohumu: Hormonal dalgalanmaları dengelemeye yardımcı olmaktadır. Özellikle östrojen ve progesteron arasındaki dengeyi iyileştirip premenopoz döneminde östrojen dalgalanmalarını azaltmaya yardımcı olmaktadır. Ayrıca östrojen dalgalanmalarını iyileştirerek sıcak basmaları, adet düzensizlikleri, ruh hali değişikliklerinin düzelmesine de destek olacaktır. Benzer amaçlarla Sberian Rhubarb, Red Clover ve soya izoflovanları da kullanılabilmektedir.
DIM: Östrojen metabolizmasında dengeleyici etkisi olmakla birlikte zararlı östrojen metabolitlerinin azalmasına yardımcı olur. Bu dengeleme vücut için oldukça önemli olup hormonların daha sağlıklı bir şekilde işlev görmesine yardımcı olur. Ayrıca östrojenin aşırı ya da dengesiz etkilerinin doğuracağı meme kanseri gibi olumsuz sonuçları da azaltabilir.
D-glukonat: D-glukonat, minerallerin vücutta daha kolay emilmesini destekleyerek kemik sağlığını korumada önemli bir rol oynar ve özellikle menopoz döneminde değerli bir takviye olarak öne çıkar.
Omega-3 Yağ Asitleri: Vücutta meydana gelen inflamasyonu azaltır, sıcak basmalarının hafiflemesine destek olur.
Resveratrol: Kuvvetli anti-oksidan ve anti-inflamatuar etkilerine ek olarak fitoöstrojen etkilidir. Bu durum, resveratrolün vücutta östrojenin etkilerini taklit etmesini sağlar. Böylece azalan östrojene bağlı meydana gelen sıcak basmaları, gece terlemeleri gibi şikayetlerin hafiflemesini sağlamaktadır.
Vitamin E: Cilt sağlığının korunmasında destekleyicidir.
Kadınları premenopoz döneminde destekleyen, onların stresini azaltmaya yardımcı olan çok kıymetli tıbbi aromaterapi yağları mevcuttur. Bu süreçte kişiye özel stres koklamalar yapılabileceği gibi genel olarak Misk Adaçayı ve Ylang Ylang’dan faydalanılmaktadır.
Misk Adaçayı: İyi bir Misk Adaçayı yüksek linalil asetat oranına sahip olmalıdır (Linalil Asetat %82, Linalol %14 gibi). Linalil asetat oranı yüksek misk adaçayı kortizol seviyelerinin düşmesini sağlayarak (stresi azaltarak) kadınlarda östrojen seviyelerinin de dengelenmesini sağlamaktadır. Menopoz ve premenopoz dönemlerinde kullanılabilen Misk adaçayı koklama ve sürme yoluyla kullanılabilmektedir. Ayrıca misk adaçayı kadınların regl dönemlerinde de hem koklanarak hem de kasık bölgesine yapılan masaj yoluyla regl ağrılarının azaltılmasında etkilidir.
Ylang Ylang: Östrojen ve oksitosin miktarını dengelemeye yardımcı olan bir diğer yağ da Ylang Ylang'dır. Bu yağ, menopoz şikayetlerini azaltmaya da yardımcı olur. Ayrıca, kadınların duygusal durumlarını olumlu etkiler ve öz güvenlerini artırır.
Menopoz dönemine giren kadınların en sık karşılaştığı sorunlardan biri cilt kuruluğudur. Östrojen hormonunun azalması, cildin su tutma kapasitesinin düşmesine ve nem dengesinin bozulmasına yol açabilir. Bu durum, ince çizgilerin ve kırışıklıkların daha belirgin hale gelmesine neden olur.
Ayrıca östrojen, cildin elastikiyetini koruyarak kolajen üretiminde önemli bir rol oynar. Bu nedenle menopoz döneminde cilt elastikiyetinin azalması sıkça gözlemlenir. Hormon dengesizliği ise ciltte akne oluşumu ve renk değişimleri gibi sorunlara yol açabilir.
Kuruyan ve nemsiz kalan cildin nemlenmesi için hyaluronik asit içeren yoğun nemlendiriciler kullanılabilir. Hem cilt kuruluğu hem de vücutta meydana gelen kuruluk (vajina gibi) için seramid takviyelerinden de faydalanılabilir.
Retinol içeren kremler cildin ince ve derin kırışıklıklarını onaracağı gibi akne ve oluşan lekelenmelerin giderilmesi konusunda da destekleyicidir. Kolajen sentezini de destekleyen antiage serum ve kremler gene lipit içeren serum ve kremlerle cilt desteklenmelidir. Ayrıca; Tip I ve Tıp III bakımından zengin kolajen takviyeleri de cildin elastikiyetinin geri kazanılmasında size destek olacaktır.
Her dönemde olduğu gibi menopoz sürecinde de dengeli ve sağlıklı beslenme, paketli gıdaların tüketilmemesi, yeterli su tüketimi ve bilinçli yapılan spor size eşlik edecek en iyi yol arkadaşları olacaktır.
Sağlıklı yaşam sürenizin uzun olması dileğiyle…
Csupor D, et al., Vitex agnus-castus in premenstrual syndrome: A meta-analysis of double-blind randomised controlled trials. Complement Ther Med. (2019).
Seol GH, et al., Randomized controlled trial for Salvia Sclarea or Lavandula Angustifolia: Differential effects on blood pressure in female patients with urinary incontinence undergoing urodynamic examination. J Altern Complement Med. (2013).
Mitic M, et al., Clary sage essential oil and its effect on human mood and pulse rate: An in vivo pilot study. Planta Med. (2020).
Gnatta JR, et al., Aromatherapy with ylang ylang for anxiety and self-esteem: a pilot study. Rev Esc Enferm USP. (2014).
Tarumi W, et al., The effects of essential oil on salivary oxytocin concentration in postmenopausal women. J Altern Complement Med. (2020).