
Dünya’da çay üretimi:
Çin - 3.090.000 Ton
Hindistan - 1.340.490 Ton
Kenya - 530.000 Ton
Sri Lanka - 251.499 Ton
Türkiye - 246.000 Ton
Sayılar böyle diyor… Türkiye Dünya çay üretiminde ilk 5'te bu güçte yer alıyor. Dünya çay tüketiminde ise kişi başına düşen tüketimle Dünya birincisidir. Ülkemizde kişi başına tüketim yılda 3.5-4 kg iken, bu konuda bize en yakın ülke İran'da bu oran 2.2-2.5 kg arasındadır.
Son bir istatistiki veri daha… Türkiye'de 200'ye yakın çay işleme fabrikası var. Ve bu fabrikalarda çayın işlenmesi sırasında çıkan atık miktarı, yaş işleme, işleme ve ayıklamalarla birlikte çok yüksek oranlara varabiliyor. Türkiye'nin yıllık yaş çay üretimi yaklaşık 1.200.000 ton civarındadır. Ve bu taze çay hasadından ortalama 280.000 ton kuru çay elde ediyoruz. Hem bu işlemler, hem de çayın sahadaki budanması ve yeni döneme, taze sürgün filizlerin çıkması için yapılan işlemler sonucunda toplanan çaydan daha fazla "çay atığı" ile karşılaşıyoruz. Yani milyonlarca tonluk, henüz değerlendiremediğimiz, kullanılmayan doğal bir çay bitkisi kaynağından bahsediyorum.
Bildiğim tek ve en büyük örnek, Ülkemizin en güçlü şirketlerinden biri olan, değerli DöhlerGroup'un özellikle tam da bu bahsettiğim çay atıklarından, muhteşem bir proje ve organizasyon ile Karaman tesislerinde "çay ekstresi" üretiyor olması.
Çay, hepimizin hayatında çok özel bir yere sahip. Çayda yüksek katma değere gitmek için ise, bugüne kadar çok da düşünülmeyeni düşünmek gerekiyor. Biz de Localvore Biotechnology tam olarak öyle yaptık. Çok ama çok özel bir çay örneğinden, bir yeşil çay numunesinden, demleyip, o muazzam lezzetini tükettikten sonra kalan çay posasıdan "çay bitkisel proteinleri" ekstrakte ettik. Yeşil çay, muazzam bir bitkisel protein kaynağı.. Doğru teknolojilerle, doğru zaman ve hassasiyette ekstrakte edebilenlere, geleceğin fonksiyonel bitkisel protein kaynaklarından biri olarak göz kırpıyor. "Fonksiyonel" diyorum çünkü bir bezelye proteini ya da bir ayçekirdeği proteini olarak görmüyorum kendilerini. Çok daha özel bir yeri olacak gelecekte yaşamımızda. Tıpkı zeytin yaprağındaki bitkisel proteinlerin olabileceği gibi.. Bu çalışmayı birkaç adım daha ileriye taşıdık bile.
Yeşil çay yapraklarından ya da demlenmiş normal çay atıkları elde edilen proteinler için çokça ama çokça "bilimsel ve endüstriyel" araştırmaların yapılması gerekiyor. Bu minvalde, araştırma yapmak isteyen, tez üretmek isteyen, proje yapmak isteyen gençlere her daim kapımız açık. Öğretir, öngörülerimizi paylaşır, araştırılacak alanları bile iletip, deneysel dizaynlarına kadar kurabiliriz. Yeter ki bu konuda gerekli enerji ve iradeyle birlikte bir şeyler yapma niyeti halis olsun.
Karadeniz’in o muazzam doğasının içerisinde meraklı ve üretken insanlarla birlikte çayın geleceğinde var olan "çay proteinleri üretim tesisi" hayal ediyorum. Hiç unutmam, geçmişte şöyle bir söz duymuştum: Hayaller zihnin haritalarıdır. Ve o haritalar olmadan hiçbir yere varamazsınız.