Tarımsal alandaki ürün verimliliğini artırmak amacıyla sıklıkla kullanılan pestisit kalıntılarına neredeyse her yerde rastlamak mümkün; bira, bal, meyveler, sebzeler, çimenler, idrarımız, anne sütü ve soluduğumuz havaya kadar her yerde pestisitler ile karşı karşıyayız.
Pestisit, Türkçe bir kelime olmayıp pest= zararlı, cide = öldürücü manasına gelmektedir. Gıdanın üretimden tüketime kadar olan süreçte gıdalara zarar veren, kaliteyi olumsuz etkileyen mikroorganizmaları ortadan kaldırmak için kullanılan tarım ilaçlarına pestisit denir.
Dünya nüfusu çok hızlı bir şekilde artış göstermekte ve bu durum karşısında yeteri kadar gıda temin edilememesi büyük bir problem haline gelmektedir. Tanımda da belirttiğimiz gibi pestisitler bu aşamada devreye girerek tarım ürünlerini zararlı böcekler, patojen mikrorganizmalar ve yabancı otlardan koruyarak, ürün kalitesini ve verimini arttırmayı amaçlamaktadır. Ancak pestisitler tavsiye edilen miktarların üzerinde kullanıldıklarında, gereğinden fazla sayıda ilaçlama yapıldığında, gerekmediği sürece birden fazla ilaç karıştırılarak kullanıldığında veya son ilaçlama ile hasat dönemi arasında bırakılması gereken süreye özen gösterilmediği durumlarda gıda maddelerinde fazla miktarda kalıntı bırakabilir ve insan sağlığı açısından çok ciddi problemler ortaya çıkabilmektedir.
Pestisitleri bitkilerden elde etmek ya da sentetik yöntemlerle üretmek mümkündür. Pestisitler direkt uygulandığında etkisi düşük fakat çevreye ve bitkilere zararı fazla olduğu için bu ham formunda tercih edilmezler. Bu sebeple pestisitler çoğunlukla aktif maddelerle karıştırıldıktan sonra kullanıma hazır hale gelirler. Pestisitlerin aktif maddelerle karıştırılması “formülasyon” olarak adlandırılır.
Pestisitler üç ana unsurdan oluşmaktadır.
- Etkili madde: Pestisitlerde bulunan öldürücü ana unsurdur.
- Dolgu maddesi: Herhangi bir kimyasal bileşikle tepkime vermeyen, bitkilerle kimyasal etkileşim vermeyen, etkili maddeyi taşıyan, formülasyon çeşidini belirleyen, sıvı ve katı olarak bulunabilen unsurdur.
- Diğer maddeler: Pestisitin işlevini ve dayanıklılığını artıran ve bitkilerdeki negatif etkiyi azaltan unsurdur.
Türkiye’de 2022 yılında toplam tarım ilacı kullanımı 2021 yılına göre % 4,5 artarak yaklaşık 55 bin tona yükselmiştir. Ülkemizdeki özellikle insektisit kullanımının neredeyse %40’ı Akdeniz Bölgesi’nde yapılmaktadır. Pestisitin en fazla kullanıldığı ilk 3 il Antalya, Manisa ve Adana’dır. Bu bölgeler yoğun tarım yapılan, ürün çeşitliliği fazla olan ve özellikle ihracatta önemli tarım ürünleri üreten illerdir.
Yıllardır uzmanlar biyoçeşitliliğin tehlikede olduğu konusunda bizleri uyarmaktadır. Özellikle pestisitler hayvan ve bitki türlerindeki zenginliğin hızlı bir şekilde azalmasının nedenlerinden biri olarak gösterilmektedir.
Çiftçiler, pestisit uygulayıcıları ve pestisitlerin yoğun biçimde kullanıldığı tarımsal bölgelerin yakınında yaşayan bireyler özellikle risk altındadır. Pestisitler havada uçarak, toprağa ve su kaynaklarına karışarak çok geniş̧ alanlara yayılabilir. Ancak pestisitlere, en çok gıda maddelerindeki kalıntılar vasıtasıyla maruz kalınmaktadır.
Genelde sağlıklı oldukları düşünülerek yenilen meyveler ve sebzeler, en fazla pestisit kalıntısı içeren gıdalardır. Hayvansal ürünler de, hayvan yemi veya parazitlere karşı koruyucu işlemlerden kaynaklanan pestisit kalıntıları içermektedir. Ayrıca balık ve deniz ürünlerinde su besin zincirlerindeki biyolojik birikimlerden kaynaklanan pestisit kalıntıları içermektedir.
Pestisit kalıntısına bitkisel veya hayvansal gıdalarda sıklıkla rastlamaktayız. Araştırmalara göre gıdalarımızda birden fazla pestisit kalıntısı tespit edilmektedir. Özellikle meyve ve sebzelerin üzerinde veya kontamine yem nedeniyle çiftlik hayvanlarının bedeninde de biyo-birikime neden olarak pestisitlere rastlamaktayız. Kümes hayvanları ve yumurtalarda sıklıkla insektisit (böceklere karşı kullanılan pestisittir) kullanılmaktadır. Kümes hayvanlarında kullanılan insektisitler hayvanların yağ dokularında depolanmakta ve bu hayvanlardan elde edilen süt ile süt ürünlerine taşınmaktadır.
Ürünlerdeki Pestisitlere İlişkin Alışveriş Rehberi (Shopper's Guide to Pesticides in Produce), Tarım Bakanlığı ve Gıda İlaç Dairesi’nden alınan meyve ve sebze test verilerinin Çevre Çalışma Grubu (EWG) tarafından analizini temsil etmektedir. 2024 yılı kılavuzunda 46 meyve ve sebze çeşidinin yaklaşık 47 bin örneğinden alınmış olan veriler incelemiştir.
En fazla pestisit içeren gıdalar:
- Çilek
- Ispanak
- Kale, karalahana ve hardal yeşillikler
- Üzüm
- Şeftali
- Armut
- Elma
- Dolmalık ve acı biber
- Yaban mersini
- Yeşil Fasulye
- Kiraz
- Yeşil Biber
- Havuç
- Tatlı patates
- Mango
- Mantar
- Karpuz
- Lahana
- Tatlı mısır
- Avokado
- Kivi
- Bal kavunu
- Kuşkonmaz
- Dondurulmuş tatlı bezelye
- Papaya
- Soğan
- Ananas
Besinlerin ilaç kaplarında muhafaza edilmesi veya ilaçlar ile temas etmesi, besinlere pestisit bulaşı, ilaçlama sırasında koruyucu ekipmanların (maske, eldiven, gözlük ve koruyucu kıyafet) dikkatlice kullanılmaması, daha önce pestisite maruz kalan kıyafetlerin tekrar giyilmesi, depo alanlarında önlem alınmaması kaynaklı kısa süreli (akut) etkiler ortaya çıkabilmektedir.
- Hava yoluyla yayılımı: Püskürtme, sis ve duman makineleri yoluyla pestisit uygulanmaktadır. Bu yöntemlerle pestisitlerin bir kısmı buharlaşma nedeniyle kaybolurken, bir kısmı bitki üzerinde ve toprak yüzeyinde kalmaktadır. Havaya karışan pestisit rüzgar yardımıyla taşınabilir ve ardından yağmur, sis veya kar yağışıyla tekrar yeryüzüne dönebilir.
- Su yoluyla yayılımı: Pestisitler topraktan yayılım yoluyla nehir, göl ve deniz sularını kirletmektedir. Bazı pestisitler su akımı, toprağa enjekte edilmeleri, yağmur ve kar yoluyla yeraltı sularına sızabilirler.
- Yiyecekler aracılığıyla yayılımı: Pestisit kaplarının yiyeceklerle birlikte taşınması ve depolanması, pestisit uygulanmasından sonra beklenmesi gereken minimal sürenin beklenmeden hasat yapılması ve piyasaya sürülmeleri önemli risk nedenlerinden birisidir.
- Toprak aracılığıyla yayılımı: Pestisitler sızma, evaporasyon (buharlaşma), erozyon, bitkilerce alınma gibi yollarla toprağa yayılabilmekte; topraktan da havaya buharlaşabilecekleri gibi yer altı sularına sızarak veya akarak tehlike yaratabilirler.
İnsanlar farklı yollarla farkında olmadan pestisitlere maruz kalmaktadır. Pestisitler özellikle ağız, solunum ve deri yolu ile vücuda alınmaktadır. Dikkatsizlik, sağlığa uygun olmayan mekânlarda yemek yeme, çeşme suyu, sigara içme pestisitlerin ağız yoluyla alınmasına örnek olabilir.
Sıvı ve toz formlarda ilaçların imalatı veya kullanımı sırasında ortam havasına yayılan buhar ve tozların solunması solunum yolu ile maruziyete örnektir.
Pestisitlerin vücuda girişinin en yaygın yolu ise deri yoludur. Deri yolu ile maruziyet havadaki parçacıkların cilde yapışması veya uygulama esnasında kullanılan giysilerin kontamine olması nedeniyle meydana gelmektedir.
Pestisitlerin insan vücuduna olumsuz etkileri akut (kısa süreli) ve kronik (uzun süreli) olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Temastan hemen sonra hastalık semptomlarının görülmesi akut pestisit zehirlenmesi olarak değerlendirilir. Pestisit maruziyetinde kalan kişiler kendilerini yorgun, halsiz ve bitkin hissedebilir, baş ağrısı ve eklem ağrıları yaşayabilirler ya da mide bulantısı, kusma, ishal görülebilir. Bu kısa süreli tahribatlar kişinin maruz kaldığı pestisit miktarına, pestisite maruz kalınan süreye, kişiye, çevresel faktörlere bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Pestisitlerin sinir sistemini etkilediği vakalar da mevcuttur. Kronik seyreden vakalarda kalp, akciğer, böbrek ya da karaciğer gibi organlar ağır hasar görebilmektedir. Her yıl yaklaşık 11.000 kişi bu şekilde hayatını kaybetmektedir.
Pestisitler en çok tarım sektöründe çalışanlar ve tarım bölgelerine yakın yaşam alanlarında yaşayanlar açısından risk yaratmakla birlikte, havaya ve suya kolayca karışabildiği için diğer insanlar açısından da tehlike yaratmaktadır. Bulaş̧ yoluyla çevreyi kirleterek nihayetinde sofralarımıza kadar ulaşmaktadır.
2004-2007 yıllarında İzmir Tarım İl Müdürlüğü, İzmir Merkez Hal ve süpermarketlerden toplanan meyve ve sebze örneklerinde kalıntı taraması yapılmıştır. Marul, enginar, patates, çilek, sivri biber, dolmalık biber, kabak, salatalık, börülce, erik, kiraz, yenidünya, domates, patlıcan, taze fasulye, bezelye, karpuz, kavun, semizotu, şeftali ve kayısı ürünlerinden 666 örnekleme yapılarak, kalıntı analizleri yapılmıştır. 20 örnekte maksimum kalıntı limitleri üstünde kalıntı bulunmuştur.
Esturk ve arkadaşları 2014 yılında Hatay’da 120 adet maydanoz, 120 adet marul ve 120 adet ıspanakta pestisit kalıntıları araştırılmıştır. Tüm numunelerin üç veya daha fazla aktif madde kalıntısı içerdiği tespit edilmiş. Maydanoz, marul ve ıspanakta sırasıyla 28 (%23,3), 20 (%16,6) ve 40 (%33,3) örnekte maksimum kalıntı limitleri aşılmıştır.
2019 yılında Türkiye’de faaliyet gösteren beş büyük market ve bir semt pazarından alınan 90 adet domates, salatalık ve biber örneğini inceleyerek hazırlanan “Soframızdaki Tehlike: Pestisit” raporunda son derece çarpıcı veriler elde edilmiştir. 90 adet domates, yeşil biber ve salatalık örneklerinin %15,6’sında (14’ünde) ürünlerde kullanılması yasak pestisit kalıntısı tespit edildi.
2021 yılında İtalya’da gerçekleştirilen bir araştırmada, tarımsal arazilerde yer alan 19 tane oyun bahçesi, dört tane okul bahçesi, bir tane pazardan toplanan ot numunelerinde incelenmiştir. 32 pestisit maddesi kalıntısı bulunmuştur. Tespit edilen pestisit kalıntılarının % 76’sının endokrin sistemi harabiyete uğratan kimyasal barındırdığı tespit edilmiştir.
Massachusetts Üniversitesi’nden Lili He ve arkadaşları pestisitlerin besinlerden nasıl temizlenebileceğini araştırmak amacıyla thiabendazole (fungusit yani mantar öldürücü) ve phosmet (insektisit yani böcek öldürücü) isimli pestisitleri kırmızı elmaların üzerine 24 saat boyunca uyguladılar. Elmaların bir kısmına musluk suyu ile yıkadılar, bir kısmına Clorox ağartıcı (hasattan sonra pestisitleri uzaklaştırmak için kullanılan yıkama solüsyonu) ile yıkadılar. Bir kısım elmayı da % 1 lik sodyum bikarbonat solüsyonunda 15 dakika beklettikten sonra su ile yıkama uyguladılar. Pestisitlerin elmaların yüzeyindeki ve kabuklarının derinliklerindeki kalıntılarını ölçmek için SERS (Surface Enhanced Raman Scattering) yöntemini kullandılar. Sonuçta en iyi yöntemin sodyum bikarbonatla yıkama olduğunu ve elma yüzeyindeki pestisitlerin yaklaşık yüzde 96’sını çıkarabildiğini saptadılar.
Pestisit kalıntı analizleri gelişmiş ülkelerde 1950’li yıllarda başlamışken, bizde 1959 yılında başlamıştır.
Pestisit maruziyetini değerlendirmek için gıdalarda, çevrede ve biyolojik örneklerde (kan, saç, adipoz doku, idrar, anne sütü, tükürük v.b.) pestisit kalıntı analizleri yapılmaktadır.
Analiz sonucu uygun bulunan pestisit ve benzeri maddeler için gerekli ruhsat alımını T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı Zirai Mücadele Merkez Araştırma Enstitüsü gerçekleştirmektedir.
Ülkemizde Dış İşleri Bakanlığı’na bağlı Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) akreditasyonuna haiz, kamu ve özel laboratuvarlarda pestisit kalıntı analizi yapmaktadır. Rutin analizlerin haricinde kamu ve özel kuruluşlarca yapılan projelerle kontrollü denemeler ve ilaçlama yaparak bu ürünlerden kalıntı analizi yapılmaktadır.
Pestisit analizlerinin temiz çıkması tarımsal ürünlerin pestisit kalıntısı içermemesi iç tüketim ve dış ticarette çok önemlidir.
Aslında birinci sırada organik yöntemler ile kendi ürününüzü yetiştirmek yer almaktadır. Fakat gelişen dünya şartlarında daha kolay alternatifleri inceleyecek olursak;
1. Pestisit Uygulayıcıları Dikkatli Davranmalıdır.
İnsan ve çevresi için daha az toksik olan pestisitler tercih etmeli. Pestisit uygulayan kişiler eğitilmeli, özel ekipman ve elbise, maske vb. kullanmalıdır. Hasat ilaçlama aralığı yeterince uzun olmalı ve üreticiler bu süreye uymalıdır. Pestisit izin verilen bitkide izin verilen miktarda kullanılmalıdır.
2. Organik ve Yerel Olarak Yetiştirilen Meyve ve Sebzeleri Satın Alın.
1. Pestisit Atlası. Facts and figures about toxic chemicals in agriculture| Heinrich Böll Stiftung| Brussels office-European Union (2023).
2. Bayram, B ve ark. Türkiye’de Organik Tarım ve Sorunları. Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi (2007).
3. Akdoğan, A ve ark. Pestisitlerin Önemi ve Ekosisteme Etkileri. Akademik Gıda (2012).
4. Çetinkaya, A. Ö. Pestisit Analizleri Eğitim Notu. T.C Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Ulusal Referans Laboratuvarı. Kalıntı/Pestisit (2015).
5. Çelik, S. Adana İli Ceyhan İlçesi Tarım Çalışanlarında Pestisit Kalıntısı ve Asetilkolinesteraz Enzim Aktivitesinin Araştırılması. Çukurova Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Tıpta Uzmanlık Tezi (2018).
6. Tatlı, Ö. Ege Bölgesine Özgü Bazı Yaş Meyve, Sebze ve Kurutulmuş Gıda Ürünlerinde Pestisit Kalıntı Düzeylerinin Tespiti. Yüksek Lisans Tezi. Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Adana (2006).
7. Atabey, T. Edirne Yöresinde Üretilen Pirinçlerde Pestisit Tayini. Yüksek Lisans Tezi, Namık Kemal Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Tekirdağ (2016).
8. Katip, A. Bursa İli Tarımsal Pestisit Kullanımının Değerlendirilmesi. BEÜ Fen Bilimleri Dergisi (2019).
9. Çevre Sağlığı “Pestisitler”. Milli Eğitim Bakanlığı, (2012). Ankara, Türkiye.
10. Tiryaki, O. Türkiye’de Yapılan Pestisit Kalıntı Analiz ve Çalışmaları. Erciyes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi (2016).
11. Önen, C ve ark. Çiftçilerin Tarım İlaçlamasında Kullandığı Koruyucu Sağlık Önlemleri. Turk J Public Health, (2015).
12. Gündoğdu, Z ve ark. Fiziksel Çevre Kirliliğinin Çocuk Sağlığına Etkileri. Çocuk Dergisi (2016).
13. Gül, H. Türkiye’de Kullanılan Zirai İlaçların Sağlığa Etkileri. Yüksek Lisans Tezi. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sağlık Yönetimi Anabilim Dalı, Nevşehir (2017).
14. Forman, J. and Silverstein, J. Organic Foods: Health and Environmental Advantages and Disadvantages. Pediatrics (2012).
15. Klein R, T et al. Risk Assessment of Mixtures of Pesticides. Current Approaches and Future Strategies, Regulatory Toxicology and Pharmacology (2010).
16. Yeşiltepe, A ve Karadağ, G. Meslek Hastalığının Boyutları ve Meslek Hastalıklarından Korunmada İş Sağlığı Hemşiresinin Rolleri. DEUHFED (2019).
17. Özdemir, F ve ark Tarım Sektörü Zeytin Yetiştiriciliğinde Kimyasal Risk Faktörleri. OHS ACADEMY, (2020).
18. De, A. et al Targeted Delivery of Pesticides Using Biodegradable Polymeric Nanoparticles. Heidelberg, New York Dordrecht London. New Delhi, India (2014).
19. Tarım ve Orman Bakanlığı, Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü, 2023
20. Özercan, B ve Taşcı, R. Türkiye’de Pestisit Kullanımının İller, Bölgeler ve Pestisit Grupları Açısından İncelenmesi, Ziraat Mühendisliği (2022).
21. Yang, T et al Effectiveness of Commercial and Homemade Washing Agents in Removing Pesticide Residues on and in Apples. Journal of Agricultural and Food Chemistry (2017).
22. EWG’s 2024 Shopper’s Guide to Pesticides in produce (2024).
23. Acoğlu, B. Gıda İşleme Süreçlerinin Turunçgillerde Bulunan Bazı Pestisit Kalıntıları Üzerine Etkisi. Bursa Uludağ Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü. Yüksek Lisans Tezi. Bursa, Türkiye (2020).
24. Tağa, Ö. Ege ve Akdeniz Bölgelerinde Yetişen Narenciye Ürünlerindeki Pestisit Kalıntı Düzeylerinin Belirlenmesi. NKÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Gıda Mühendisliği Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi. Tekirdağ, Türkiye (2007).
25. Estürk O. ve ark Pesticide Residue Analysis in Parsley, Lettuce and Spinach by LC-MS/MS. Journal of food science and technology (2014).
26. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu. Gıda hakkı Özel Sözcüsü’nün Raporu (2017).
27. Avrupa Parlamentosu Raporu. (2016). Düşündüren Gıdalar: Okullarda Meyve ve Sebze Programı’nda Pestisit Kalıntıları
28. Linhart, C et al. Year-round Pesticide Contamination of Public Sites Near Intensively Managed Agricultural Areas in South Tyrol. Environmental Sciences Europe (2021).