Vücudumuzda bulunan trilyonlarca canlı mikroorganizmanın perde arkasında sizi sağlıklı tutmak için çalıştığını biliyor muydunuz? Vücudunuzun mikrobiyomu (mikroflorası), iyi ve kötü mikroorganizmalardan oluşan hassas bir sistemdir. Sağlığınızı korumak için birlikte çalışırlar. İyi ve kötü mikroorganizmalar arasındaki denge bozulursa vücut farklı semptomlarla bunu gösterir ve bu durumun düzeltilmesi gerekir.
Mikrobiyomunuzdaki organizmalar bakteri, mantar, virüs ve protozoalardır. Her insan farklı bir mikroorganizma kombinasyonuna sahiptir, bu nedenle mikrobiyomumuz benzersizdir. Bazen, bu mikroorganizmaların yardıma ihtiyacı olmaktadır ve bu benzersizlik mikrobiyomunuzla ilgili sorunları tedavi etmeyi zorlaştırır.
Mikrobiyomunuzdaki bir dengesizlik yani disbiyoz ciddi olumsuz durumlara neden olabilir. Örneğin, disbiyoz alerjik reaksiyonları, otoimmün hastalıkları (inflamatuvar barsak hastalığı veya tip 1 diyabet), kanseri ve psikolojik bozuklukları tetikleyebilir.
Mikrobiyotayı koruyabilmek adına bugüne kadar başvurulan yöntemler arasında prebiyotik, probiyotik ve simbiyotik takviyeleri yer almıştır. Günümüzde postbiyotik takviyeleri de yavaş yavaş önem kazanmaktadır. Probiyotikler, iyi bir sindirim için çok önemli olan yoğurt, lahana turşusu ve bazı peynirler gibi belirli gıdalarda bulunan canlı mikroorganizmalardır. Bu yiyecekleri yediğinizde, bağırsaklarınızda yaşayan 100 trilyon mikroorganizmadan oluşan bir koleksiyon olan bağırsak mikrobiyomunuzdaki yararlı bakteriler ve diğer mikroorganizmaların sağlıklı bir dengesini destekleyerek sindirim sisteminize ve genel sağlığınıza yardımcı olur. Fakat günümüzde besin içeriklerindeki zenginliğin kaybolması günlük tüketimle bazı ihtiyaç duyduğumuz besin öğelerinin yeterince vücuda alınamamasına sebep olmaktadır. Bunda bir diğer önemli faktörde alınan besin öğelerinin sağlıksız bir bağırsağa sahip olmamız nedeniyle vücuda yeterince alınamayarak atılmasıdır.
Prebiyotikler, bağırsak florasında bulunan dost bakterileri besleyen veya dışarıdan bizim aldığımız probiyotikleri besleyen, onların canlı kalmasını ve gelişimi sağlayarak bağırsak mikroflorasını destekleyen bileşiklerdir. Fasulye, kepekli tahıllar ve bazı sebzeler gibi sağlıklı miktarda lif içeren yiyecekler prebiyotik kaynaklarıdır.
Peki, postbiyotikler nedir? Bilim camiası, en yaygın bilinen adıyla postbiyotikleri aynı zamanda cansız probiyotikler, paraprobiyotikler, hayalet biyotikler veya ısıyla inaktive edilmiş probiyotikler olarak da isimlendirmiştir. Postbiyotik terimi, "canlı organizmalarla ilgili veya bunlardan kaynaklanan" anlamına gelen "biyotik" ve "sonra" anlamına gelen bir ön ek olan "post"un bir bileşiminden oluşur. Bu terimler birlikte "yaşamdan sonra" anlamına gelir; yani cansız organizmalardır. Postbiyotikler sağlık yararları sağlayan cansız mikroorganizmalar ve/veya bileşenlerinden oluşur. Postbiyotikler, probiyotik bakterilerin prebiyotik (lif) tükettiklerinde ürettikleri biyoaktif bileşiklerdir. 2021'de Uluslararası Probiyotikler ve Prebiyotikler Bilimsel Derneği (ISAPP), postbiyotiği "konakçıya sağlık yararı sağlayan cansız mikroorganizmaların ve/veya bileşenlerinin bir müstahzarı" olarak tanımlamıştır. Postbiyotiğin bu tanımı, inaktive edilmiş mikropların tamamının veya bileşenlerinin, metabolik son ürünlerle birlikte veya bunlar olmadan mevcut olmasını gerektirir. Sağlıklı postbiyotikler, B ve K vitaminleri gibi besinleri, amino asitleri ve zararlı bakterilerin büyümesini yavaşlatmaya yardımcı olan antimikrobiyal peptitler adı verilen maddeleri içerir. Kısa zincirli yağ asitleri adı verilen diğer postbiyotik maddeler, sağlıklı bakterilerin gelişmesine yardımcı olur. Bunlar dışında lipopolisakkaritler, ekzopolisakkaritler, çeşitli enzimler, hücre duvarı parçaları, bakteriyel lizatlar (bakteri hücre zarının parçalanmasıyla açığa çıkan hücre içeriği), hücre içermeyen süpernatanlar (bakteri ve maya tarafından üretilen bileşiklerin bir karışımı), vitaminler ve amino asitler gibi diğer çeşitli metabolitleri içerir. Bu ürünler sadece insan sağlığı değil aynı zamanda bitki ve hayvan sağlığı için de çok değerlidir.
Postbiyotik kavramı oldukça yeni olmasına rağmen, uzun süredir kullanılmaktadırlar ve çeşitli sağlık yararları ile bağlantılıdır. Postbiyotikler probiyotiklerin sağlık yararlarını taklit etme eğilimindedirler. Postbiyotikler bağışıklık sistemini destekler, ödem gidericidir, antikanserojen niteliklere sahiptir, antimikrobiyaldir ve enfeksiyonları önler, kardiyovasküler hastalık riskini azaltabilir, yaraların iyileşmesine yardımcı olan ve doğum fonksiyonlarını destekleyen oksitosin oluşumunu destekleyebillir.
Postbiyotikler, bağışıklık sisteminizi güçlendirmeye yardımcı olurlar. Örneğin, kısa zincirli bir yağ asidi olan bütirat gibi postbiyotikler, bağırsağınızda düzenleyici T hücrelerinin üretimini uyarabilir. T hücreleri, lenfositlerin bir alt kümesini oluşturur ve bağışıklık yanıtında önemli bir yere sahiptir. Sağlıklı bakterilerden elde edilen hücre duvarı parçaları ve süpernatan gibi postbiyotikler, iltihaplanmayı azaltmaya ve bağışıklık yanıtlarının desteklenmesine yardımcı olan antiinflamatuvar (iltihap önleyici) sitokin adı verilen kimyasal habercilerin üretimini artırabilirler.
Yetişkinlerde yapılan araştırmalarla, postbiyotiklerin bağışıklık sistemini güçlendirmeye ve soğuk algınlığı gibi enfeksiyonlara karşı korumaya yardımcı olabileceği bulunmuştur. 80 sağlıklı yaşlı yetişkinde yapılan 12 haftalık bir çalışmada, günlük postbiyotik takviyesinin solunum yolu enfeksiyonu riskini azalttığı ve vücudu zararlı bakteri ve toksinlere karşı savunmaya yardımcı olan antikor üretme yeteneklerini geliştirdiği bulunmuştur.
20 haftalık başka bir çalışmada, 300 yaşlı yetişkine, soğuk algınlığına karşı korunmak için günlük olarak plasebo (kontrol), düşük doz postbiyotik veya yüksek doz postbiyotik takviyesi verilmiş ve çalışmanın sonunda, düşük doz ve yüksek doz postbiyotik gruplarında, plasebo (kontrol) grubuna göre önemli ölçüde daha az kişide soğuk algınlığı gelişmiştir.
İnflamatuvar bağırsak hastalığı (İBH), gastrointestinal kanalın nedeni bilinmeyen, kronik, inflamatuvar bir hastalığıdır. Crohn hastalığı ve ülseratif kolit olmak üzere başlıca 2 hastalık grubunu içermektedir. Dünyada insidans ve prevalansı bölgesel, etnik yapılar, sosyoekonomik durumlar, yaş ve cinsiyet ile farklılıklar göstermektedir.
Araştırmalar, kısa zincirli yağ asitleri gibi postbiyotiklerin, hafif ila orta şiddette ülseratif kolit veya Crohn hastalığı olan kişilerde semptomları iyileştirmeye yardımcı olabileceğini düşündürmektedir.
İBH'si olan kişiler, sindirim sisteminde bağışıklık ve iltihaplanmanın düzenlenmesinde rol oynayan bütirat gibi daha kısa zincirli yağ asitlerini bağırsaklarda üretme eğilimindedir. Örneğin bütirat, iltihabı azaltmaya yardımcı olan bağışıklık hücrelerini aktive etmede rol oynar.
Hafif ila orta derecede Crohn hastalığı olan 13 kişide yapılan küçük bir çalışma, 8 hafta boyunca günde 4 gram bütirat almanın, katılımcıların %53'ünde klinik iyileşme ve remisyon (semptom görülmeyen dönem) ile sonuçlandığı bulunmuştur.
Araştırmalar, postbiyotiklerin ishali önlemeye ve tedavi etmeye yardımcı olabileceğini göstermektedir. Örneğin, 1740 çocukta yapılan yedi çalışmanın derlendiği bir makalede, postbiyotik takviyesinin ishalin süresini önemli ölçüde azalttığı ve diyare, farenjit ve larenjiti önlemede plasebo (kontrol) tedavilerinden daha etkili olduğu belirtilmiştir. Benzer şekilde, 3938 çocukta yapılan 23 çalışmanın derlendiği bir makalede, antibiyotikle ilişkili ishali önlemede postbiyotik takviyesinin plasebodan önemli ölçüde daha etkili olduğunu belirtilmiştir.
2003 yılında yapılan bir çalışmada, kronik ishali olan 137 yetişkin, 4 hafta boyunca ya bir postbiyotik takviyesi ya da bir probiyotik takviyesi ile tedavi edilmiş ve çalışmanın sonunda, postbiyotik takviyesinin ishali tedavi etmede probiyotiğe göre daha etkili olduğu gösterilmiştir.
Ayrıca, İBH’si olan 297 yetişkinde yapılan 4 haftalık bir çalışmada postbiyotik takviyesi almanın bağırsak hareket sıklığını, şişkinliği ve ağrıyı önemli ölçüde azalttığı ve genel yaşam kalitelerini iyileştirdiği bulunmuştur.
Postbiyotikler, ortaya çıkan diğer bazı sağlık yararları ile ilişkilendirilmiştir ancak bu etkilerin boyutunu belirlemek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır:
- Alerjik reaksiyonların şiddetinin azaltılmasına destek olabilir. Atopik dermatiti (egzama) olan 34 yetişkin üzerinde yapılan bir araştırma, 8-12 hafta boyunca bir postbiyotik takviyesi almanın alerjik reaksiyon şiddetini önemli ölçüde azalttığı bulunmuştur.
- Kilo vermeye destek olabilir. Yapılan çalışmalarda kısa zincirli yağ asitleri gibi postbiyotiklerin açlık sinyallerini baskılayarak kilo vermeye yardımcı olabileceği belirtilmiştir.
- Kalp hastalığı riskini azaltmaya destek olabilir. Hayvan çalışmalarında bütiratın kan basıncını düşürmeye ve kolesterol üretiminde rol oynayan genleri baskılamaya yardımcı olduğu görülüyor.
- Kan şekeri düzeylerini yönetmeye destek olabilir. Çalışmalar, bütiratın kan şekeri düzeylerini yönetmeye yardımcı olabileceğini göstermiştir.
- Anti-tümör özelliklere sahip olabilir. Bazı hayvan çalışmaları, postbiyotiklerin, kolon ve mide kanseri hücreleri de dahil olmak üzere bazı kanser hücrelerinin büyümesini ve yayılmasını baskılamaya yardımcı olan niteliklere sahip olabileceğini göstermiştir.
Postbiyotiklerin probiyotiklere kıyasla faydalarından biri de probiyotiklerin sahip olduğu risklere sahip olmamasıdır. Postbiyotikler mikroorganizma içermediğinden, mikrobiyomunuza yeni bakteri eklenmesinden kaynaklanan olumsuz durum riski daha düşüktür, bu nedenle postbiyotikler daha uygun bir alternatif olabilir. Probiyotikler çoğu insan için güvenlidir ancak bağışıklık sistemi zayıf, ciddi hastalığı olan veya ameliyat sonrası iyileşme döneminde olan kişiler probiyotiklerden enfeksiyon kapabilir. Postbiyotikler bu hastalarda dahi doktorunuza danışılarak güvenle kullanılabilir.
Postbiyotiklerin üretimi probiyotiklere göre daha ekonomiktir. Postbiyotikler uzun bir raf ömrüne sahiptir, kolayca depolanıp taşınabilirler, düşük ve yüksek sıcaklıklardan kolayca etkilenmez ve bu nedenlerle daha güvenilir bir şekilde üretilebilirler.
Lactobacillus plantarum
Gram pozitif bir laktik asit bakteri türü olan L. plantarum, aynı zamanda birçok fermente ve takviye edici gıda da bulunmaktadır. Ağız ve bağırsaklarda doğal olarak bulunan iyi ve yararlı bir bakteri türüdür. Yenilen yiyeceklerin vücutta parçalanması ve besinlerin emilimi gibi süreçlere destek olmaktadır. L. plantarum ayrıca sindirim sisteminde hastalıklara sebep olabilecek zararlı mikroorganizmalarla da savaşarak vücuda fayda sağlayabilen bir probiyotiktir. Bağırsak florasının korunmasına, ishal ve kabızlık gibi birçok sindirim probleminin iyileşmesine destek olabilir. L. plantarum egzama, mevsimsel alerjiler, İBSH, yüksek kolesterol, inflamatuvar bağırsak hastalığı, solunum yolları engeksiyonları gibi rahatsızlıklar için koruyucu ya da tedavi edici olarak da destek kullanılabilir. Bunlar dışında kalp sağlığı ve bağışıklık sistemini desteklediği, kalsiyum ve demir emilimini artırdığı gösterilmiştir. Yapılan klinik çalışmalarda L. plantarum’un yüz ve ellerdeki cilt su içeriğini önemli ölçüde artırdığı gösterilmiştir. Probiyotik grubundaki gönüllülerde 12. haftada kırışıklık derinliğinde önemli bir azalma ve cilt parlaklığında da önemli ölçüde iyileşme gözlemlenmiştir. Probiyotik grubundaki cilt elastikiyeti 4. Haftadan itibaren önemli ölçüde artmıştır.
Lactobacillus casei
L. casei suşlarının kanser tedavi sürecini hızlandırma, bağışıklık sistemini uyarma, kolesterol seviyesini düşürme, çeşitli kronik hastalıklara karşı etki gösterme, patojen mikroorganizmaların gelişmesinin engellenmesi gibi sağlık üzerine pek çok olumlu etkisi belirlenmiştir. L. casei’nin β-glukuronidaz ve nitroredüktaz gibi zararlı bakteriyel enzimleri azalttığı belirlenmiştir. L. casei ssp. rhamnosus’un antibiyotik kullanımına bağlı diyarenin önlenmesi, rotavirus diyaresinin önlenmesi ve tedavisi, akut diyarenin önlenmesi, bağışıklık sisteminin uyarılması gibi etkileri olduğunu belirtmiştir. L. casei’nin dört suşunun sıçanlarda uygulanması sonrasında, bakterilerin sindirim sisteminden geçişi sırasında canlı kalabildikleri ve sıçanlarda serum trigliserid, kolesterol, transaminaz ve total bilirubin seviyelerinin azaldığı tespit edilmiştir. L. casei'nin antimikrobiyel, antidiyareik (ishale karşı) ve antimutajenik (mutajen maddeyi inaktive etme) etkileri de kanıtlanmıştır. Ayrıca, bazı çalışmalarda kan glukoz seviyesini dengelediği de gösterilmiştir.
Lactobacillus paracasei
Bu probiyotik suş üzerinde yapılan çalışmalar sonucunda hiperkolesterolemi, hipertansiyon, alerji, mide lezyonu, osteoporoz ve obeziteyi iyileştiridiğine dair birçok kanıt elde edilmiştir. Aynı zamanda bağılıklık sistemini de güçlendirdiği söylenebilir. Lactobacillus ile fermente edilmiş ürünlerde gama aminobütirik asit (GABA), biyojenik peptidler ve aglikon izoflavonların içeriğini artmaktadır.
Lactobacillus rhamnosus
Lactobacillus rhamnosus, bağırsaklarda doğal olarak bulunan bir bakteri çeşididir. Hastalık yapan bakterilerin büyümesini engelleyebilir, bağırsak bariyerini güçlendirir, bağışıklık sistemini güçlendirir, İBH ve diğer sindirim sistemi rahatsızlık semptomları olan kabızlık, ishal, karın ağrısı, gaz ve şişkinliğin giderilmesine destek olur. Bunun dışında akut gastroenterit, infantil kolik, diş eti enfeksiyonları, prematüre bebeklerde sepsis, bağırsak iltihabı ve doku ölümünü önlemede yardımcı olduğu gösterilmiştir.
Lactobacillus reuteri
L. reuteri bazı zararlı gram negatif ve gram pozitif bakterilerin, maya, mantar ve protozoanın büyümesini de engeller. L. reuteri’nin oral (ağız yoluyla) alımında sağlıklı bireylerin bağırsaklarında etkili bir şekilde kolonileştiği gösterilmiştir. Kolonizasyon alım günlerinde başlar ve alım durduğunda seviyeler aylar sonra düşer. L. reuteri’nin daha iyi belgelenmiş etkilerinden biri, semptom süresini önemli ölçüde azalttığı çocuklarda ishal hastalıklarının tedavisidir. Rotavirüs nedenli diyarenin L. reuteri ile tedavisi, hastalık süresini plaseboya kıyasla önemli ölçüde kısaltır. Bu etki doza bağlı bir etkidir ve L. Reuteri’nin yükske miktarda kullanımı ishalı hızlı bir şekilde dururur. L. reuteri diyarede profilaktik olarak etkilidir; sağlıklı iken alan çocukların ishal olma ihtimali daha düşüktür. L. reuteri, bebeklerde gözlenen kolik ağrıya karşı etkili bir destek tedavi yöntemidir. Peptik ülserlere neden olan ve gelişmekte olan dünyanın en sık karşılaşılan sağlık problemlerinden biri olan sindirim sistemi patojeni Helicobacter pylori ile savaşabildiği gösterilmiştir. Bağırsak enfeksiyonlarının önlenmesi ile ilgili olarak, karşılaştırmalı araştırmalar L. reuteri’nin diğer probiyotiklerden daha güçlü olduğunu göstermiştir. L. reuteri, erken dönem bebeklerde nekrotizan enterokolit tedavisinde etkili olabilir. L. reuteri, diş çürümesinden sorumlu bir bakteri olan Streptococcus mutans‘ı öldürdüğü kanıtlandığı için diş sağlığını destekleyebilir.
1. Toni Golen, Hope Ricciotti. What are postbiotics? Harvard Health Publishing.
https://www.health.harvard.edu/nutrition/what-are-postbiotics
2. Logan Smith. What are postbiotics? WebMD.
https://www.webmd.com/digestive-disorders/features/what-are-postbiotics
3. Lactiplantibacillus plantarum - uses, side effects, and more. WebMD.
https://www.webmd.com/vitamins/ai/ingredientmono-1672/lactiplantibacillus-plantarum
4. Cheryl Whitten. What to know about Lactobacillus rhamnosus (LGG) probiotic. WebMD.
https://www.webmd.com/digestive-disorders/what-to-know-about-lgg-probiotic
5. Ryan Raman. Lactobacillus rhamnosus: A probiotic with powerful benefits. Nutrition, Healthline.
https://www.healthline.com/nutrition/lactobacillus-rhamnosus
6. Kathy W. Warwick. What are postbiotics? A comprehensive overview. Nutrition, Healthline.
https://www.healthline.com/nutrition/postbiotics
7. Katy Wong. The benefits and uses of Lactobacillus plantarum. Dietary supplements, Supplements.
https://www.verywellhealth.com/lactobacillus-plantarum-benefits-uses-side-effects-4152035
8. Biljana Novkovic. Health benefits of Lactobacillus plantarum (L. plantarum).
https://supplements.selfdecode.com/blog/l-plantarum/
9. Y. Kotani, S. Shinkai, H. Okamatsu, M. Toba, K. Ogawa, H. Yoshida, T. Fukaya, Y. Fujiwara, P.H. Chaves, K. Kakumoto, N. Kohda, Oral intake of Lactobacillus pentosus strain b240 accelerates salivary immunoglobulin A secretion in the elderly: A randomized, placebo-controlled, double-blind trial, Immun Ageing 7 (2010) 11.
10. S. Shinkai, M. Toba, T. Saito, I. Sato, M. Tsubouchi, K. Taira, K. Kakumoto, T. Inamatsu, H. Yoshida, Y. Fujiwara, T. Fukaya, T. Matsumoto, K. Tateda, K. Yamaguchi, N. Kohda, S. Kohno, Immunoprotective effects of oral intake of heat-killed Lactobacillus pentosus strain b240 in elderly adults: a randomised, double-blind, placebo-controlled trial, Br J Nutr 109(10) (2013) 1856-65.
11. K. Karlinger, T. Györke, E. Makö, A. Mester, Z. Tarján, The epidemiology and the pathogenesis of inflammatory bowel disease, Eur J Radiol 35(3) (2000) 154-67.
12. W. Scheppach, S.U. Christl, H.P. Bartram, F. Richter, H. Kasper, Effects of short-chain fatty acids on the inflamed colonic mucosa, Scand J Gastroenterol Suppl 222 (1997) 53-7.
13. P. Vernia, G. Monteleone, G. Grandinetti, G. Villotti, E. Di Giulio, G. Frieri, A. Marcheggiano, F. Pallone, R. Caprilli, A. Torsoli, Combined oral sodium butyrate and mesalazine treatment compared to oral mesalazine alone in ulcerative colitis: randomized, double-blind, placebo-controlled pilot study, Dig Dis Sci 45(5) (2000) 976-81.
14. A. Di Sabatino, R. Morera, R. Ciccocioppo, P. Cazzola, S. Gotti, F.P. Tinozzi, S. Tinozzi, G.R. Corazza, Oral butyrate for mildly to moderately active Crohn's disease, Aliment Pharmacol Ther 22(9) (2005) 789-94.
15. J.P.B. Silva, K.C. Navegantes-Lima, A.L.B. Oliveira, D.V.S. Rodrigues, S.L.F. Gaspar, V.V.S. Monteiro, D.P. Moura, M.C. Monteiro, Protective Mechanisms of Butyrate on Inflammatory Bowel Disease, Curr Pharm Des 24(35) (2018) 4154-4166.
16. J.N. Malagón-Rojas, A. Mantziari, S. Salminen, H. Szajewska, Postbiotics for Preventing and Treating Common Infectious Diseases in Children: A Systematic Review, Nutrients 12(2) (2020).
17. J.Z. Goldenberg, L. Lytvyn, J. Steurich, P. Parkin, S. Mahant, B.C. Johnston, Probiotics for the prevention of pediatric antibiotic-associated diarrhea, Cochrane Database Syst Rev (12) (2015) Cd004827.
18. S.D. Xiao, D.Z. Zhang, H. Lu, S.H. Jiang, H.Y. Liu, G.S. Wang, G.M. Xu, Z.B. Zhang, G.J. Lin, G.L. Wang, Multicenter, randomized, controlled trial of heat-killed Lactobacillus acidophilus LB in patients with chronic diarrhea, Adv Ther 20(5) (2003) 253-60.
19. A.L. Tarrerias, V. Costil, F. Vicari, J.C. Létard, P. Adenis-Lamarre, A. Aisène, D. Batistelli, G. Bonnaud, S. Carpentier, P. Dalbiès, S. Ecuer, J. Etienne, M. Fantoli, B. Grunberg, P. Lannoy, J. Lapuelle, A. Margulies, M. Neumeier, J.M. Rouillon, L. Schmets, M.P. Pingannaud, P. Coulom, F. Kholer, J.M. Canard, The effect of inactivated Lactobacillus LB fermented culture medium on symptom severity: observational investigation in 297 patients with diarrhea-predominant irritable bowel syndrome, Dig Dis 29(6) (2011) 588-91.
20. M. Moroi, S. Uchi, K. Nakamura, S. Sato, N. Shimizu, M. Fujii, T. Kumagai, M. Saito, K. Uchiyama, T. Watanabe, H. Yamaguchi, T. Yamamoto, S. Takeuchi, M. Furue, Beneficial effect of a diet containing heat-killed Lactobacillus paracasei K71 on adult type atopic dermatitis, J Dermatol 38(2) (2011) 131-9.
21. E.S. Chambers, D.J. Morrison, G. Frost, Control of appetite and energy intake by SCFA: what are the potential underlying mechanisms?, Proc Nutr Soc 74(3) (2015) 328-36.
22. C.S. Byrne, E.S. Chambers, D.J. Morrison, G. Frost, The role of short chain fatty acids in appetite regulation and energy homeostasis, Int J Obes (Lond) 39(9) (2015) 1331-8.
23. C. Goswami, Y. Iwasaki, T. Yada, Short-chain fatty acids suppress food intake by activating vagal afferent neurons, J Nutr Biochem 57 (2018) 130-135.
24. A. Alvaro, R. Solà, R. Rosales, J. Ribalta, A. Anguera, L. Masana, J.C. Vallvé, Gene expression analysis of a human enterocyte cell line reveals downregulation of cholesterol biosynthesis in response to short-chain fatty acids, IUBMB Life 60(11) (2008) 757-64.
25. S. Kim, R. Goel, A. Kumar, Y. Qi, G. Lobaton, K. Hosaka, M. Mohammed, E.M. Handberg, E.M. Richards, C.J. Pepine, M.K. Raizada, Imbalance of gut microbiome and intestinal epithelial barrier dysfunction in patients with high blood pressure, Clin Sci (Lond) 132(6) (2018) 701-718.
26. T. Halmos, I. Suba, [Physiological patterns of intestinal microbiota. The role of dysbacteriosis in obesity, insulin resistance, diabetes and metabolic syndrome], Orv Hetil 157(1) (2016) 13-22.
27. H. Tilg, A.R. Moschen, Microbiota and diabetes: an evolving relationship, Gut 63(9) (2014) 1513-21.
28. A.H. Rad, L. Aghebati-Maleki, H.S. Kafil, A. Abbasi, Molecular mechanisms of postbiotics in colorectal cancer prevention and treatment, Crit Rev Food Sci Nutr 61(11) (2021) 1787-1803.
29. A. Homayouni Rad, L. Aghebati Maleki, H. Samadi Kafil, H. Fathi Zavoshti, A. Abbasi, Postbiotics as Promising Tools for Cancer Adjuvant Therapy, Adv Pharm Bull 11(1) (2021) 1-5.
30. F.J. Cousin, S. Jouan-Lanhouet, M.T. Dimanche-Boitrel, L. Corcos, G. Jan, Milk fermented by Propionibacterium freudenreichii induces apoptosis of HGT-1 human gastric cancer cells, PLoS One 7(3) (2012) e31892.
31. C.A.M. Wegh, S.Y. Geerlings, J. Knol, G. Roeselers, C. Belzer, Postbiotics and Their Potential Applications in Early Life Nutrition and Beyond, Int J Mol Sci 20(19) (2019).
32. V.F.S. Kilic, A. Didem, B. Gulden, Lactobacillus casei’nin Sağlık Üzerine Etkileri ve Gıda Endüstrisinde Kullanımı, 37 (2023).
33. H. Yadav, S. Jain, P.R. Sinha, Oral administration of dahi containing probiotic Lactobacillus acidophilus and Lactobacillus casei delayed the progression of streptozotocin-induced diabetes in rats, J Dairy Res 75(2) (2008) 189-95.
34. S.-S. Chiang, T.-M. Pan, Beneficial effects of Lactobacillus paracasei subsp. paracasei NTU 101 and its fermented products, Applied Microbiology and Biotechnology 93(3) (2012) 903-916.
35. M. Urbańska, D. Gieruszczak-Białek, H. Szajewska, Systematic review with meta-analysis: Lactobacillus reuteri DSM 17938 for diarrhoeal diseases in children, Aliment Pharmacol Ther 43(10) (2016) 1025-34.
36. G. Athalye-Jape, S. Rao, S. Patole, Lactobacillus reuteri DSM 17938 as a Probiotic for Preterm Neonates: A Strain-Specific Systematic Review, JPEN J Parenter Enteral Nutr 40(6) (2016) 783-94.
37. T. Harb, M. Matsuyama, M. David, R.J. Hill, Infant Colic-What works: A Systematic Review of Interventions for Breast-fed Infants, J Pediatr Gastroenterol Nutr 62(5) (2016) 668-86.
38. K. Imase, A. Tanaka, K. Tokunaga, H. Sugano, H. Ishida, S. Takahashi, Lactobacillus reuteri tablets suppress Helicobacter pylori infection--a double-blind randomised placebo-controlled cross-over clinical study, Kansenshogaku Zasshi 81(4) (2007) 387-93.