Yeterli ve dengeli beslenme, bireyin büyüme ve gelişmesini sağlamak, sağlığını korumak ve yaşam kalitesini artırmak amacıyla vücudunun ihtiyacı olan besin öğelerini uygun miktarlarda almasıdır. Vücudun ihtiyacı olan makro ve mikro besin öğelerinin düzenli ve dengeli bir şekilde alınması, optimal sağlık durumunun korunması açısından önemli role sahiptir. Ancak, günümüz koşullarında bu ihtiyaçların yalnızca beslenme yoluyla karşılanması giderek zorlaşmaktadır.
Besinlerin içerikleri; tarım yöntemlerindeki değişiklikler, toprağın mineral içeriği, çevresel kirlilik ve işlenmiş besinlerin yaygınlaşması gibi çeşitli faktörlerden olumsuz etkilenmektedir. Kullanılan kimyasal gübreler, pestisitler ve herbisitler, toprağın doğal mineral dengesini bozarak bitkilerin mineral içeriğini azaltabilmektedir. Bu durum, tarım ürünlerinin besin değerlerinde azalmaya ve dolayısıyla bireylerin besin öğelerini yeterli düzeyde alamamalarına neden olabilmektedir. Örneğin, magnezyum, çinko ve selenyum gibi hayati öneme sahip minerallerin toprakta azalması, bu minerallerin besinler yoluyla yeterince alınamamasına ve dolayısıyla bu minerallere olan gereksinimin artmasına neden olabilmektedir.
Günümüzde birçok insan, yeterli ve dengeli beslenme için gerekli olan besin çeşitliliğine ulaşmakta zorlanmaktadır. Bunun nedenleri arasında, zaman yetersizliği ve yoğun yaşam temposu gibi etkenler yer almaktadır. Bu durum, bireyleri daha kolay ve hızlı ulaşılabilen işlenmiş besinlere yönlendirebilmektedir. Bu besinler, genellikle enerji içeriği yüksek, vitamin, mineral içeriği düşük besinlerdir. Bu besinlerin tüketimi uzun vadede beslenme yetersizliklerine ve buna bağlı sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Bu durumun önlenmesinde akla gelen ilk yöntem besin takviyelerinin kullanımı olmaktadır.
- Bitkisel takviyeler
Bitkisel destekler, geleneksel tıbbi tedavinin ötesinde çeşitli hastalıkların önlenmesi ve tedavisi için çeşitli doğal bileşiklere sahiptir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından gelişmekte olan ülkelerde yaklaşık dört milyar insanın tedavi amaçlı bitkisel destekleri kullandığı tahmin edilmektedir.
Tüm dünyada yaygın olarak kullanılan bitkisel tıbbın kullanım alanlarından biri, hastalıkların önlenmesidir. Bu kadar yaygın olan konuların, diyetisyenler tarafından bilinmesi ve danışanlarını bu açıdan değerlendirmesi son derece önemlidir. Hastalık durumunda da bitkisel tıp uygulamaları sık kullanılan, yan etki ve ilaç etkileşimi gelişme riski yüksek olan uygulamalardır.
. Bitkisel takviyeler ile ilgili dikkat edilmesi gerekenler
Ülkemizde birçoğunun kalite kontrolleri yapılmamış ve herhangi bir fizyolojik etkiyi sağlayacak içeriğe sahip olduğuna dair veri bulunmayan birçok bitkisel preparat, “besin takviyesi” adı altında yüksek fiyatlara kontrolsüz bir şekilde satılmaktadır. Bahsi geçen ürünlerin eczanelerin yanısıra, aktarlarda da rahatlıkla satıldığı görülmektedir. Ayrıca internet üzerinden sosyal medya ve görsel medya aracılığı ile bitkisel ürünler için sürekli tanıtımlar yapılarak, uzman olmayan kişiler tarafından tedavide kullanılmalarına ilişkin önerilerde bulunulmaktadır. Bu ürünler yüksek fiyatlara pazarlanarak rant sağlanmaktadır.
Halkın büyük kesiminin “bitkisel preparatların doğal kaynaklı olmalarına dayanan, yan etkileri veya zararlı etkileri olmayacağına” dair inançları nedeniyle bu ürünlere büyük rağbet göstermesi de, bu pazarın her geçen gün büyümesine yol açmaktadır. Ancak bitki veya bitkisel ürünlerle reçeteli ilaçların birlikte kullanımı, ciddi sorunları da beraberinde getirebilmekte ve sonuçta birçok hasta, bitkisel kökenli ürünler ile kullandıkları ilaçlar arasında meydana gelebilecek “etkileşme” riski ile karşı karşıya kalmaktadır. ABD’de her yıl 100.000’den fazla ölümün yan etkiler nedeniyle ve bunun da bir bölümünün ilaç etkileşimleriyle olabileceği belirtilmiş olup ölüm nedenleri arasında 4. ve 6. sıralarda yer aldığı ve ilaç etkileşimlerinin bir bölümünün bitkisel ürün kullanımıyla bağlantılı olabileceği ifade edilmiştir. Bu durum, günümüzde özellikle çoklu ilaç tedavisi uygulanan hastaların, çocukların, yaşlıların, gebelik ve süt verme dönemindeki kadınların, bilgi eksikliği nedeniyle göz ardı edilen etkileşmelere dayalı olarak ortaya çıkan, istenmeyen, zararlı etkilere maruz kalmasına neden olmaktadır
- Besin takviyeleri
Besin takviyeleri; vitaminler, mineraller, esansiyel yağ asitleri, amino asitler ve diğer besin öğelerini yoğunlaştırılmış formlarda sunarak, bireylerin beslenme yetersizliklerini gidermeye yardımcı olan ürünlerdir. Ancak, her bireyin biyolojik yapısı, yaşam tarzı ve sağlık durumu farklı olduğundan, hangi besin takviyesinin uygun olduğunu belirlemek karmaşık bir süreçtir.
Bu süreci kolaylaştırmak adına besin takviyesi seçerken dikkat edilmesi gereken temel unsurlar şunlardır;
Besin takviyesi seçiminde ilk ve en önemli adım, bireysel ihtiyaçların belirlenmesidir. Bu noktada yapılacak olan kan testleri ve besin tüketim kayıtları hangi vitamin ve minerallerde eksiklik olduğunu belirlemede önemli olacaktır. Kan testi ve beslenme durumu, doktor ve diyetisyen tarafından yapılacak kapsamlı bir değerlendirme ile belirlenmelidir. Örneğin, menopoz sonrası kadınlar, kemik sağlığını korumak için kalsiyum ve D vitamini takviyesi kullanmaları gerekebilir. Yaşlı bireylerde kas kütlesini korumak için protein takviyeleri önem kazanabilir. Gebelerde ise folik asit, demir ve omega-3 yağ asitleri gibi önemli besin öğeleri gereksinimleri artmaktadır.
Besin takviyelerin içeriklerinin doğru bir şekilde değerlendirilmesi, etkinlikleri ve güvenlikleri açısından önemli role sahiptir. Besin takviyelerinin etiketleri dikkatlice incelenmeli ve içeriklerinde yer alan vitamin, mineral ve diğer aktif bileşenler hakkında bilgi sahibi olunmalıdır. Ayrıca, alerjiye sebep olabilecek bir madde olup olmadığı kontrol edilmelidir.
Besin takviyesi seçiminde kalite ve güvenilirlik önemli faktörlerdir. Ürünlerin sertifikalı ve düzenleyici kurumlar tarafından onaylanmış olması, güvenilirliklerini artırmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri’nde USP (United States Pharmacopeia) sertifikası, ürünlerin kalite, saflık ve dozaj açısından test edildiğini göstermektedir. Avrupa’da ise EFSA (European Food Safety Authority) tarafından düzenlenen kriterler, besin takviyelerinin güvenliğini sağlamaktadır. Türkiye'de ise besin takviyelerinin güvenilirliği ve denetimi, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yürütülmektedir. Alınacak ürünün sertifikalı ve gerekli denetimlerden geçmiş olmasına dikkat edilmelidir.
Besin takviyelerinin etkinliği, önerilen alım miktarı ve kullanım talimatlarına göre değişmektedir. Yetersiz veya fazla miktarda takviye alımı, yan etkilere sebep olabilmektedir. Örneğin, önerilen miktarın üzerinde A vitamini alımı, toksisiteye ve karaciğer hasarına neden olabilmektedir. Bu nedenle, ürün ambalajında belirtilen alım miktarı talimatlarına mutlaka uyulmalıdır.
Son olarak kullanılan takviyenin sağlık sonuçlarının incelenebilmesi adına belirli aralıklarla sağlık kontrolleri yaptırılmalıdır. Bunun sonucunda alım miktarında veya üründe değişiklik yapılabilmektedir.
Akyol AD and Oz B, The use of complementary and alternative medicine by patients with cancer: in Turkey. (2011).
Bauer J, et al., Evidence-based recommendations for optimal dietary protein intake in older people: a position paper from the PROT-AGE Study Group. (2013).
Baysal, A. (2011). Beslenme (13. Baskı). Ankara: Hatiboğlu Yayınları.
Baytop, T. (2021). Türkiye’de Bitkiler ile Tedavi (3rd ed.). Ankara: Ankara Nobel Tıp Kitapevleri.
Ceylan, A. (1995). Tıbbi Bitkiler I (3rd ed.). İzmir: Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Ofset Atelyesi.
Ceylan S, et al., Complementary and alternative medicine use among Turkish diabetes patients. (2009).
Coates PM, et al., Encyclopedia of dietary supplements. (2010).
De Smet PA, Herbal medicine in Europe—relaxing regulatory standards. (2005).
Ersöz T, Bitkisel İlaçlar ve gıda Takviyeleri ile İlgili Genel Yaklaşım ve Sorunlar. (2012).
Féart C, Dietary Supplements: Which Place between Food and Drugs? (2020).
Fortmann SP, et al., Vitamin and mineral supplements in the primary prevention of cardiovascular disease and cancer: An updated systematic evidence review for the U.S. Preventive Services Task Force. (2013).
Jones DL, et al., Nutrient stripping: The global disparity between food security and soil nutrient stocks. (2013).
Penniston KL and Tanumihardjo SA, The acute and chronic toxic effects of vitamin A. (2006). Petroczi, A, et al., Mission impossible? Regulatory and enforcement issues to ensure safety of dietary supplements. (2011).
Reid IR and Bolland MJ, Calcium and/or Vitamin D Supplementation for the Prevention of Fragility Fractures: Who Needs It? (2020).
T.C. Sağlık Bakanlığı. (2022). Türkiye Beslenme Rehberi (TÜBER) (Yayın No:1031; A. G. Pekcan, N. Şanlıer, M. Baş, N. Acar Tek, & H. Gökmen Özel, Ed.). Ankara.
Wierzejska RE, Dietary Supplements-For Whom? The Current State of Knowledge about the Health Effects of Selected Supplement Use. (2021).
Wilson RD and O'Connor DL, Maternal folic acid and multivitamin supplementation: International clinical evidence with considerations for the prevention of folate-sensitive birth defects. (2021).
Yetley EA, Multivitamin and multimineral dietary supplements: definitions, characterization, bioavailability, and drug interactions. (2007).